24 December, 2009

Kacamak


Haftasonu icin kucuk bi kacamak yapacagım ve otel arastırdım. Su sonuca vardım: Bir otel icin üç farklı fiyat alabiliiyorsunuz ve içlerinden en uygununu secme şansınız da var.. Ne komik dimi:))

Aynı otel icin resepsiyonundan farklı, tur şirketlerinden farklı fiyat aldım.. Siz siz olun tatile gitmeden önce tur şirketinden de fiyat alın;)

Hiç gitmediğim bir şehri gezicem umarım bir sürü anı biriktiririm, öyle dönerim, yazasım var çünkü:P

**Fotograf buradan

20 December, 2009



Prima Rima'nın yaptıgı çekiliş sonucunda geçen hafta ilk yılbaşı hediyemi aldım.. İlknur'dan geldi hediyelerim. O kadar zarif ve zevkli bir seçim ve o kadar can sıkıntısı içinde oldugum bir gün geldi ki, havalara uçtum:)) İkisine de çok teşekkür ediyorum:))

Sırada benim de hediye seçmem gerekn birkaç kişi kaldı:))

15 December, 2009

Aralık



Yeni bir yıla yaklasıyoruz. En sevdiğim ayın icindeyiz:)) Ne kadar sıkıntılar da olsa mutluyum:P



Fazlalıkları attım dolabımı gereksiz esyalardan kurtardım. Ama hala kıyamadıklarım oldu tabii:)) Makyaj malzemelerinden başladım.. Ne de olsa uğraşacak çook zamanım var dimi..

13 December, 2009

Şafak


Nasıl geçecek koskoca 5 ay:(

28 November, 2009

Bayram


* Adana'ya gidemediğimden mi yoksa büyüdüğümden mi bilmiyorum bayram eskisi kadar keyif vermiyor artık. Sadece dinlenebildiğim seviniyorum. Üzücü aslında.

* Havalar şaşırtıcı bir biçimde güzel..

* İşteki ilk haftam çok güzeldi. (eğitim vardı ondan galiba:P)

* Geçen hafta Ayşe Kulin'in Türkan'ını ve Kitap fuarından aldıgım Seni Sevdiğimi Biliyorsun'u okudum. Türkan'ı tavsiye ederim. Diğeri ise fazla boş zamanınız varsa okunabilir.

* Cumartesi günü DOT'ta Shopping and F***ing'i izledim.. Çok ilginç bir oyundu gerçekten. Ayrıntılı bilgi için İmge'nin yazısı çok güzel olmuştu ben de uğraşmayayım bir daha dedim:)

* Bilgisayarım ekstra yavaşladıgından pek başına oturasım, uğraşasım yok, o yüzden de blogumu aksattım biraz. Ama Aralık geliyor, silkinme vakti artık:)) Hem bilgisayarımın hem de benim:)

22 November, 2009

Adana ve Düğün



Daha önce bahsetmiştim abimin evleneceğinden..Bu sebeple geçen haftasonumuzu Adana'da geçirdik.Çok koşturmalı, stresli bir o kadar da güzel ve eğlenceli idi.. Düğünde ev sahibi olmak zor, tabi bir sürü yere yetişmeye çalışıyorsunuz, elimizden geleni yaptık ama.. Daha önce ben de yaşamıştım ama insan kendi düğününde bir garip oluyor hiç bir şeyi hatırlamıyor.. Bu sefer herşeyden gülecek bir yan çıkardık. Yukarıdaki resimler kuaförde çekildiği için ışık biraz değişik ama gelini hazırlama aşaması ile gelin çiçeğini koydum. Çiçek benim çok hoşuma gitti bir sürü değişik renkte güller.. Gerçekten çok şık hazırlanmıştı..Bir fikir olsun diye ekledim.
Yanda da benim kıyafetim var ancak moda blogu hazırlamdığım için acemice çekilmiş fotograflar. Yoksa daha ayrıntılı çekerdim. Kıyafetim hiç düşünmediğim şekilde desenli oldu ve hoşuma da gitti. Javelin'den almıştım, sezon sonu oldugu için çok uygun bir fiyata aldım ve içinde çok da rahat ettim:) Elbisenin sırtı da çok hoş duruyor ama benim kambur duruşumdan dolayı pek de hoş görünmüyor fotografta..

Yazımın sonunda abime ve yengeme ömür boyu mutluluklar diliyorum..

Ps. Düğün ve sınav stresini atlattım, yarın da iş stresim başlıyor.. Umarım herşey yolunda gider:))

19 November, 2009

Sonbahar





Hergun evden ciktigimda su manzarayi gormek oyle hosuma gidiyor ki:) Bu sonbahari ayri sevdim..

Zamaninda bir yazi yazmistim, sonradan bazi sebeplerle drafta almistim (isimle alakali bir yaziydi) ona yorum yapan ve bana destek olan herkese tesekkur ediyorum (onlar kendilerini biliyor) ve de mujdemi veriyorum: Pazartesi gunu yeni isime basliyorum... (dua edin bana:P)

Ankaraya gittim-sinava girdim, Adana'ya gittim- dugunu yaptik, ailemi gordum geldim, sirada onunla ilgili bir post var...

12 November, 2009

Parfumum geldi


Uzun suredir Cinema kullaniyorum:) Birkac kere degistirmeye calissam kendimi en cok bu kokuyla iyi hissettigimi farkettim ve bir sure de degistirmeyecegim galiba:P Strawberry'deki yilbasi indiriminden siparis ettigim kokum geldi:P Neyse dugunde guzel kokacagim:))

10 November, 2009

Corap



Sabah karanliginda elbisemin altina mor corap giyecegime kahverengiyi giyip cikmisim ve de cok gec farkettim:( Tum gunum de kotu gecti, siz de bu kadar takar misiniz, yoksa ben mi cok buyutuyorum:))

09 November, 2009

10 Kasım Benim En Büyük Yasım



Bursa Nutku


Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.


Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”


İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!












Son zamanlarda

Yine bir sürü şey hakkında yazmak istiyorum bloguma ama fırsatım olmuyor sonra da gündem değiştikçe kaçıp gidiyor aklımdakiler.. Domuz gribi aşısı fiyaskosu, GDO'lu yiyecekler, araya sıkışan zamlar vs vs .. Ama Aslı'yı takip ediyorum.. Çok uzun süredir okurum kendisini ama son zamanlarda blogunu sık güncelliyor ve yazmak isteyip kelimelere dökemediklerimi ondan okuyorum:) Siz de okuyun..

07 November, 2009

Kitap Fuarı 2009


Cuma günü öğle arasında kitap fuarına gittik..1 saat içinde fuarı dolaşma şansım oldu neyseki. Ancak yanlış günü seçmiştik, inanılmaz kalabalıktı milyonlarca çocuk vardı başlarında öğretmenleri ve ağızlarında maskeyle.. Sürekli birileri kayboluyor, birileri bulunuyor ve anonslar yapılıyordu. Ah o anonslar, sırf bu yüzden orayı daha çabuk terkedebilirdim ama sabrettim:)

Aslında ilk günler çok boşmuş fuar insanlar domuz gribi korkusuyla gelmiyormuş ama artık son güne yaklaşınca mı bilmiyorum herkes oradaydı.

Kısıtlı zamanım olunca her zaman beni çeken standlara, İş bankası, Can, Nesin, Remzi, Everest yayınları ve Uykusuz & Leman'a kısaca uğradım. Gönül daha çok kitap almak istedi ama bütçe elvermedi:)




Kendime aldığım kitaplar:

Tahsin Yücel- Vatandaş - Tahsin Yücel sevgimi yazmıştım:P

Zadie Smith- İnci Gibi Dişler - uzun süredir istek listemdeydi..

Metin Celal -Seni Sevdiğimi Biliyorsun - ilk kez gördüm merak ettim..

John Grisham- Vasiyetname - Daha önce Tazminat Kralını okumuş ve beğenmiştim..

Aziz Nesin - Biz Ödlek Aydınlar - Birşey yazmaya gerek var mı, çocuklugumdan beri okurum kendisini:)


Bunlar da yakında sahiplerine ulaşacak hediyeler.. İş Bankası yayınlarından.. Öncelikle verdikleri bez torbayı çok beğendim ve onu da koydum.. Her zaman duyarlı olduğunu gösteren bir banka.

Güzel Uykular Alara  - Kuzenimin bebeği oldu ona her gece anlatacak hikayelere ihtiyaç duyacak diye aldım.. Her gece için farklı bir masal..

Bisküvi Adam - 1. sınıfa giden kuzenim için:)

Prenses Ayna Güzeli ise 3. sınıfa giden kuzenim için:)



Bir de şu yandaki kitabı aldım ilk Aziz Nesin kitapları benden olsun diye:)Umarım severler hediyelerimi.. Ben küçükken kitap almayı çok severdim:) Fuarda paket yaptıramadım şimdi paketlemeye gidiyorum ben:P  İyi Geceler..

P.s.Geçen yılki fuar yazım. (Kitap fiyatları konusu hala geçerli internetle neredeyse aynı fiyatlara satın alıyorsunuz, internet alışverişi sevmeyenler için uygun, benim için de o atmosferi tatmak güzel oldu )

02 November, 2009

Fastwok



Gideli birkaç hafta oluyor ancak şimdi fırsat buluyorum yazmaya affedin.. Aklıma bir sürü şey geliyor, sonra uçup gidiyor, e bir yandan ders çalışmaya devam, bir yandan düğün yaklaşıyor (nişandan şurada bahsetmiştim) onun hazırlıkları var.. Neyse gelelim yediklerime:)

Tabi hepsini ben yemedim canım.. Kardeşimle gitmiştik Asmalımescit'e ve ne yiyeceğimizi düşünürken birden oturduk buraya (ben severim değişik yemekleri ama kocamcım sağolsun bu konuda pek açık değildir, gerçi benim çevremde pek yok değişik tatlara açık erkek! ) uzatmayayım ben. Fastwok küçücük şirin bir Çin lokantası. Hava güzeldi biz dışarda oturduk ama içerisi küçük bu soğukta içerdeki atmosfer nasıldır bilemem:)

Ben klasik olarak tatlı ekşi soslu tavuk istedim. (ölüyorum bu tada:P) Kardeşim de Mançurya usülü tavuk yedi. Ortaya da Çin mantısı istedik.. Ben mantıyı pek beğenmedim ama yemeklerin ikisi de çok lezzetliydi.. Çalışanları çok güler yüzlüydü, fiyatlar da makuldu.. (yemekler 12 TL civarında) Aslında frozenları da çok güzelmiş ama biz zaten üşüyerek oturdugumuz sokakta daha fazla donmamak için deneyemedik.. Bi sonraki sefer gitmek için bahane olsun o da:)

27 October, 2009

Iphone


Internette gezinirken bu telefonu gordum ama gercek olduguna inanamadim once.. Sonra gercek oldugunu ve hatta su sitede satildigini da gordum.. Guldum:) Firmanin web sitesi ise surasi. Komikmis gercektenn.

26 October, 2009

Salata sosu


Eskiden gelen bir alışkanlıkla hazır çorbalar, hazır soslar, hazır hiç birşey almamaya çalışırım. Benim annecim de çok yoğun çalışır ama bizim evimize hiç hazır bir şey sokmazdı.. Ama şu yukarıda gördüğünüz salata sosu bütün önyargılarımı yıktı beni benden aldı.. Hazır çorbayı filan anlıyordum da bu soslar ilk çıktıgında 'ulan o kadar baharatımız var bi de buna bı para verecez demiştim' ama büyük konuşmuşum.. Bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştıgım bu sostan ko-pa-mı-yo-rum:) Deneyin, beğeneceksiniz:)
P.s. Artık hazır çorba da içiyorum:)

25 October, 2009

Nikah şekeri

Geçtiğimiz hafta 2. evlilik yıldönümümüzü kutladık.. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor.. Ben daha evli olduğumuza bile inanamıyorum:) 2 yıl önce düğün hazırlıkları sırasında çok sık yazamıyor ve de fotoğraf ekleyemiyordum.. O yüzden sakladığım son nikah şekerimin fotoğrafına bloguma koyayım dedim..Beyaz klasik tüllü şekerler arasından bi türlü beğenemeyince bu kalpli şekerleri (arada renkli yuvarlak olanlardan da vardı) alıp beyaz ve kırmızı kurdeleler ve üzerinde isimlerimizi yazdıgımız stickerlarla nikah şekeri haline getirdik:) Beyaz bir sepetin içine de güzelce dizip misafirlere dağıttık, herkesin de hoşuna gitmiştii.. Yass'ın yazılarından sonra ben de nikah şekerim için iyiki yapmışım diyebilirim:)

20 October, 2009

En yeni kitaplarimm:)




Iste en son cok ucuza aldigim kitaplar:) En ustteki Pasakli Tanrica'yi Migros'a gittigimde sepette gorup hadi bi bakayim dedim ve 2 gunde sadece yolda bitirdim:) -Evet is yerim evime uzak:P- Ama yine de cok akici ve eglenceli bir kitapti, romantik komedi film tadinda.. Sophie Kinsella nin su Alisveriskolik kitaplarini almayi dusunmemistim bile ama bunu okuduktan sonra ingilizcesi de eglenceli ve kolay olabilir diye Shopaholic and Baby'nin ingilizcesini okumaya calisiyorum su anda. (Ingilizcem super degil ama kitap okuyarak gelistirmeye calisiyorum, bu tip akici ve eglenceli kitaplari ingilizce okumak ise yariyor bence, daha once aldigim agir kitaplara bosa para vermisim, bosa uzulmusum anlamiyorum diye:P)





Bu arada bu kitap cep boy ve 9.90 'a aldim, bence cok iyi oldu cep boy kitaplarin cikmasi, buyuk olcude korsani da onledigini dusunuyorum...



Altta gorunen 2 kitap ise D&R'da devam eden en okunakli kampanya serisinden.. 4 tl tanesi.. Ben bu tip kitaplara hep yapisirim cunku bazen iclerinden cevherler cikabiliyor.. Genelde cok satan kitaplari bu kadar indirmiyorlar.. Sahsen ben ikisini de duymadim daha once ama kapak resimleri ve tanitimlarindan hosuma gittigi icin aldim.. Diger Yarim isimli hakkinda bilgi icin buraya, Son Cinli Sef icin de suraya tiklayabilirsiniz:)

16 October, 2009

Elf alisverisim


Strawberry netten alisveris yapiyorum ve de gayet memnunum, simdiye kadar hicbir sorun yasamadim (yasamadik-is arkadaslarim da) Gecenlerde elf te free shipping gibi bir kampanya vardi ve denemek icin 9 Eylul'de birkac urun siparis ettim.. ve de halen ulasamadi urunlerim bana:( Musteri hizmetleriyle yazismama ragmen de hic ilgili olmadiklarini gordum:( Cok sacma prosedurleri var ve Turkiye icin bir gonderi numarasi bile veremiyorlar ki takip edeyim. Strawberryden bir sey istedigimde ortalama 1 haftada elimde oluyor ve de gelmeden PTTnin sitesinden takip edebiliyorum ama malesef elf'in sistemi cok farkli..


15 Ekim'e kadar bekleyin sonrasinda kendi gonderdigimiz Royal Maile bildirip prosese baslayacagiz dediler.. Du bakali nolacak..

Dolayisiyla, eger urunlerime kavusabilirsem bu benim son alisverisim olacak.. Neyseki deneme olsun diye az bir tutarda alisveris yaptim diye uzerine soguk su icilecek.. Kimseye de tavsiye edilmeyecek:))

Divane Asik Gibi


Fikir atolyesi yazmis inanilmaz begendim.. Izlemediyseniz siz de suraya bi bakin bence:)

15 October, 2009

Bir belge macerasi


Sinav dolayisiyla toparlamam gereken birkac belge vardi, bunlardan birisi de malesef Adli sicil kaydi idi.. Sirf bu belge icin 3 gun belirli saatlerde is yerinden izin almak mecburiyetinde kaldim.. Ilk gidisimde saat 15.45'te adliyede olabilidim. Saat 16.00'da kapaniyor ve 15 dakika gise onunde beklememe ragmen sistem calismadigindan dolayi saat 4'te cat diye kapadilar giseyi.. tamam sakin ol Nilufer olur boyle dedim ve baska bir gun sabah ise gec gelecektim ve 8.50 de orada oldum nasil olsa sabahin korunde kimse olmaz dedim, ama benim gibi dusunen en az 100 kisi daha oradaydi ve de 10 dakika sira bekledikten sonra vazgectim ve ise geri donmek zorunda kaldim..


En sonunda dun sabah gidip 1 saat bekleyerek alabildim sicil kaydini. Tabi burnumdan ve kulaklarimdan dumanlar fiskirarak:( Bu kadar basit bir belge neden internetten alinamiyor gercekten cok merak ettim. Tabi herkes internetten alamaz belki ama en azindan alamayanlar o siralarda daha az kuyruk olusturur. Acaba sebebi 5 TL olan katki parasi mi, ama onun da kolayi var, kredi karti numarasi veya havale yapilarak o da odenebilir... Keske birileri bu gorusumu dikkate alsa da, ne ise yaradigi belli olmayan e-devlet olayina biraz anlam kazandirsalar:))

12 October, 2009

Çok çalışmam lazımm


Kasım'da gireceğim ve gelecek iş hayatımla alakalı etkili olabilecek bir sınava hazırlanıyorum. Ama ders çalışmayı unutmuşum ben:( İnternete pek giremiyorum, blogları pek okuyamıyorum. Yazılacak yazılarım var.. Daha planlı olmam lazımm!!!

06 October, 2009

Footprints







Aslında bugün birkaç birşey yazmak istiyordum ama tüm gün devlet dairelerinde sürünüp çalışmayan sistemlerin çalışmasını bekleyip, saçlarımı yolduğum için ruh halim hiç elvermedi.. Ben de geçen hafta gittiğim Yapıların Ayak İzleri isimli sergiden fotograflar koyayım dedim..



Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri'de ziyaret edebilirsiniz:)

03 October, 2009

Bienal Deneyimim



Gecen hafta ilk kez Bienal'e gittim.. Bakalım bu bienal ne menem bir şeymiş dedim.. Daha doğrusu hem kardeşime eşlik etmek hem de merakımı gidermek istedim. İlginç bir deneyimdi gerçekten, başka da bir kelime bulamıyorum. Fotograf sergileri hoşuma gitti, bazı çalışmaları sevdim ama Noni'nin de anlattıgı gibi ben de pek bir şey anlayamadım bazı çalışmalardan.. Gezenlerin de neler anladığını merak ettim doğrusu.. Benim kardeşim de güzel sanatlar mezunu ve daha önceki bienallere göre o da biraz sıkıldı, eh dedim tek sorun bende değil o zaman.. Belki seneye tekrar gidersem bir şeyler anlayabilirim:P



Bu arada kendi fotoğraflarımı çekerken biraz utandım ama ne yapayım bazı yerlerde arka fon o kadar güzeldi ki dayanamadım:)





Bu fotograftakileri çok sevdim mesela, içki masasına oturup sohbet edesim geldi:)


Üstteki fotografta da benim en sevdiğim ve en fazla vakit geçirdiğim çalışma olan Wafa Hourani'nin Kalendiye 2087 isimli enstalasyonu.. Yani kısaca mülteci kampının gelecekteki hali.. Oradaki maketleri çokça inceledim. Hoşuma da gitti.. (bir yerinde canlı Japon balıkları bile vardı)


Bienal'in başlığı ' İnsan Neyle Yaşar?' dünyanın her yerinde birbirlerine bağlanıp aynı ağlar içerisinde örüldükçe ayırt edilemeyecek derecede benzer hale gelen iki ana konuyu, siyaset ve ekonomiyi akla getiriyormuş.... Ki benim aklıma pek gelmedii.. Ama ne yaptım kitapçık satın aldım, ve okudukça daha çok şey anlayabileceğimi düşünüyorum:))




Antrepo çıkışında Tütün Depo'suna gitmeye benim yüreğim elvermedi, o gün için sanata fazlasıyla doymuştum ve midemde zil çalıyordu.. Ancak aldığımız biletle 3 mekanı da (aynı gün olmak zorunda değil) gezebiliriz.. Belki daha sonra kitapçığı da okuyup diğerlerini de görürüm..

01 October, 2009

Pembe Peluş'tan Hediye var

Makyaj malzemelerini çok severim, genelde de her gün mutlaka makyaj yaparım. Ancak bu konuda çok profesyonel değilim, kendi çapımda denemeler işte.Benim sevgim boya kalemlerini, fosforlu kalemleri, renkli post-itleri sevmek gibi:P Her gün takip ettiğim makyaj bloglarından da oldukça çok şey öğreniyorum.. Pembe Peluş da yazılarını çok samimi buldugum ve severek okudugum bir makyaj blogu. Kendisinin hediyeleri olacakmış. Katılmak isterseniz buraya tıklayın:)

29 September, 2009

Pastalarım



Gecen hafta bos kaldıgım bir zaman diliminde şu üstte görünen 'Amerikan Pastası'nı yaptım ve de pastayla birlikte parmaklarımı da yedim:) Bu tarif M.annemden, ancak ilk kez kendi başıma yaptım süper de oldu.. Tarifine gelince:


Kek için:


*3 yumurta
*3 fincan şeker
*1,5 fincan süt
*3 fincan un
*3 çorba kaşıgı kakao
*1 pkt vanilya
*1 pkt kabartma tozu

Bu malzemeleri sırasıyla çırpıp 160-170 derecede 45 dakika pişiriyoruz..Fırından çıkınca sıcakken üzerine 1 bardak soğuk süt (içinde 1 tatlı kaşığı nescafe olabilir-ki ben ekledim) döküyoruz.


Sosu için:


*1,5 bardak süt
*1 bardak su
*1 pkt (50gr) kakao
*1 bardak toz şeker
*2 çorba kaşıgı nişasta
*1 pkt vanilya

Buradaki bardak ise rakı bardağı ölçüsü(sadece sos için). Bu malzemeleri çırparak muhallebi kıvamına gelene kadar pişiriyoruz kek soğuduktan sonra da üzerine döküp afiyetle yiyoruz:)) İlk fırsatta deneyin bence, hem dikkat ederseniz içinde yağ da yok:) Yani çok fazla kalori taşıyamaz, öyle değil mi:P



Yanında da Ufuk'tan aldıgım tuzlu kurabiye tarifini denedim ve kocam: hayatında yediği en güzel tuzlu pasta oldugunu söyledi:) Bu da demek oluyor ki: daha sık yapabilirim:)) Ortak favori pastalarımız çok da fazla olmadıgından her eklemede seviniyorum:PP

Afiyet olsun bize, size:)

27 September, 2009

Telefonum bozuldu:(


Meğer hayatımız nasıl da cep telefonuna bağlıymış:( Benimki bir anda yarı yolda bıraktı beni, kendi kendine kapanıp açılmaya başladı. Sonra zorla açık tuttum bu sefer de sim kartı tanımadı. 1 yıl olmuştu alalı.. Tamire vereceğim ama içinde bir sürü mesaım ve telefon numaram var.. püfff. Şu anda yeni sim kartı aldım şu plus olandan -daha çok hafızası var- ama ona da kendim kaydetmem gerekiyor yeniden herşeyi.. (eski kartım da çalışmıyor, telefondan çıkarırken hafif hasar gördü:(


Siz siz olun, telefonunuza bi şey olmadan ya da kaybetmeden önce ya başka karta kopyalatın ya da mesela Turkcell'in bi servisi var kendisi saklıyor bilgilerinizi (ama her telefona uymuyor sanırım) işte öyle bi şey yapın. Şu anda dımdızlak kaldım ortada. Beni arayan hiçbir numarayı tanımıyoruumm:(((


Kendime de en acilinden düzgün bi telefon bakacagım ve de kesinlikle Samsung olmayacak..


*Fotograf kaynagı

24 September, 2009

Tulin Sahin Yeni kitabi ve Banana Republic

Nedenini anlayamadigim sekilde Tulin Sahin'e karsi bi sempatim var, bana cok dogal ve sirin geliyor, diger mankenlerden de farkli:) Yeni bir kitabi cikmis ve bu kitap Banana Republic'te belirli bir miktarda alışveriş yaptığınızda HEDİYE olarak verilecekmis. Banana Republic'i vitrinden cok cok begenmeme ragmen hic iceri girmedim kendimi tutabilmek icin, cunku fiyatlari pahali geliyor bana.. O yuzden magazanin icine girip o esyalara daha da yaklasip duygusal olarak baglanmak istemedim:) Benim de Terkos pasajindan alinmis Banana Republic t-shirtlerim var:)



Herneyse, kitabin yanısıra Tulin Sahin'i Banana Republic mağazalarında gorebilecekmisiz. Saat 14-16 arası 3 Ekim Kanyon, 10 Ekim Bakırköy Capacity, 17 Ekim'de ise İzmir Agora mağazalarında.Yaninda ad InStyle dergisinin stil editorleri. Hep beraber stil tüyoları vereceklermis:) Buna katilacagimi da pek sanmiyorum ama. Belki sizlerin isine yarayabilir. Asagidaki sorulari dogru yanitlayan 3 kisi Banana Republic'ten hediyeler kazanacakmis:




Iste sorular:



1. BANANA REPUBLIC'in ofis hayatını sosyal hayat ile birleştiren, kaliteli kumaşlardan üretilmiş şık ve dikkat çekici alt markası hangisidir?
a. Monogram Koleksiyonu
b. Heritage Koleksiyonu
c. Chino Koleksiyonu
d. Polo Koleksiyonu



2. BANANA REPUBLIC'in erkek Polo t-shirtlerinde ne logosu bulunur?
a. Fil
b. Zürafa
c. Kaplumbağa
d. Kedi



3. 2009 Sonbahar/Kış Koleksiyonunda mağaza vitrinleri ve mağaza içlerinde hangi konsept işlenmiştir?
a. Sinema
b. Müzik
c. Spor
d. Dans



4. BANANA REPUBLIC bayan ayakkabılarında, Amerikan bedeni olan 7,5 kaç numaraya denk gelir?
a. 37
b. 37,5
c. 38
d. 38,5



5. Erkek giyimde "Straight Fit" olarak bilinen chino pantolonun ismi nedir?
a. Gavin Chino
b. Easy Chino
c. Loose Chino
d. Authentic Chino




Soru numaralarıyla doğru şıkları, yaş, beden ve şehir bilgileriniz ile tuliss@tuliss.com adresine göndermeniz yeterli:)


Bol sans:)

22 September, 2009

Kazanan Yalnızdır



Geçen gün D&R'a gittiğimde kasada karşılaştım bu kitabın reklamıyla. Bana güzel bir fikir gibi geldi sizinle de paylaşmak istedim. Kitabın ilk sayfalarını küçük bir kitapçık halinde basmışlar.



Daha önce de fikrimühimde Canan Tan'ın Yüreğim Seni Çok Sevdi'si için de böyle bir kampanya vardı online olarak. O da güzeldi..

Kitaplar için bu şekilde promosyonlar görünce hoşuma gidiyor. Daha da iyileriyle karşılaşırız umarım:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...