30 August, 2006

kınalıada

Eeee napalım insan işsiz olunca geziyor işte:)) Yaaa ama gerçekten evde oturduğum gün sayısı arttıkça daha çok hissediyorum iş arayan biri olduğumu.Eee okul bitti artık şu an önümde yapılması gereken bir-iki önemli iş dışında bişe yok.İş için de internetten başvuruyorum işte ama sonuç yok henüz.Neyse ben ada dan bahsedecektim.30 Ağustos bayram tatili olduğundan pisim ve ben dışında kardeşim ve abisinin de tatil oluşunu fırsat bilerek kınalı adaya gittik.Gayet güzel bir gündü.Kardeşim denize girdi biz girmedik ancak yine de çok eğlendik.Bisiklet kiraladık ve bir rehber bulduk:)) Soner diye bi çocuk 9-10 yaşlarında.Orada yaşıyormuş.Peşimize takılıp adayı gezdirdi bize.Çok güldümm çok:)) Yıllar önce büyükadaya da gitmiştim.İkisi de çok güzel, evleri, deniz, manzarası, insanlar, roma dondurması, arabaların yokluğu... Bende zaten sakin bir hayatı inanılmaz seven biri olarak.Tüm hayatımı orda geçirebilirim valla.(Daha önce Foça için de aynı şeyleri düşünmüştüm.)Şimdi değil belki ama ilerde gerçekten yapmayı düşünüyorum.Böyle işte.Bakalım yarın napacam.Annem de gitti.İyice alışmalıyım artık buradaki yaşantıma.Kendi evime kendi hayatıma...Bu arada eve yeni taşındığımız ve uydu antenini de henüz taktıramadığımız için tv izleyemiyoruum. Kitaba vurdum yine kenidimi.Kumru ve Kumru'yu (Tahsin Yücel) bitirdim yeni.Gayet akıcıydı.Dün Taksim'de bir kitapçının vitrininde elinde kahve, kitap okuyan bir kız vardı.Ben şaşırmışken sevgilim açıkladı ki kız bu işten para alıyormuş.Diyorum ki eğer iş bulamazsam bende rakip bir kitapçıya mı başvursam?

26 August, 2006

istanbuldayım yine


Geldim işte.Okulum yarı iyi yarı kötü bitti.Boş vize verdiğim ve çok zorlandığım matematiksel 1 'i geçerken vizemin yüksek olduğu ve anladığım matematiksel 2'den kalmışım.Neyse işte iyi kötü bitti.Sadece Ocak'ta girmem gereken sınav var.Bende iş arıyorum şu anda.Moralim bozuktu biraz.Sevgilimi burda görünce moralim düzeldi:) Bir de geçen hafta Buu lara gittik kahvaltıya. İnanılmaz eğlenceli bi gün geçirdiiiim:pBrunch fotoğraflarını koymak isterdim ancak bilgisayarım çöktüüü:(Gidince format atcaz.Burdayım işte.Umarım alışabilirim ve umarım en kısa zamanda iş bulabilirim.....
.......İnsanlar büyüdükçe hayalleri küçülür mü??........

17 August, 2006

ordan burdan

Artık buhran geçirmek üzereyim.Şu cumartesi de geçsin rahatlicam.Ders çalışmalıyım ancak çalışmamak için o kadar çok bahane var ki!!!En yakın 2 arkadaşımın doğum günüydü mesela(dün ve bugün) Ayrıca en büyük bahane de havalar.Ne kadar sıcak olduğunu anlatamam insanın bu havada değil ders çalışmak, uyumak dışında hiç bişe yapası gelmiyo.Ama dişimi sıkıyorum az kaldı!!!

Bir de kitap okuyorum şu günlerde.Baba ve Piç'i okuyorum.Bu okuduğum ilk Elif Şafak kitabı ancak anlatımına hayran kaldım.Bırakamadım elimden kitabı.Hikayelerin birbiriyle bağlantısı inanılmaz.Ayrıca kitabın sonuna doğru öyle bi sır öğreniyosunuz ki ağzınız açık kalıyo.Filmin sonunu merak eder gibi gözümü kırpmadan okudum valla.Diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumalıyım.Bitiyo zaten.
Ancak şu günlerde okumam gereken başka kitaplar var.Pazar günü dayımla iş konusunda konuşuyorduk ve bana 4 yıldır olduğu gibi yine aynı şeyleri söyledi "bir konuda uzmanlaş ve sadece o alanda iş ara!" Haklıydı da.(her zamanki gibi)Gerçekten öyle bir bölüm bitiriyoruz ki yani ne olacağın belli değil.Türkiye'deki binlerce kişi gibi bir idari bilimler mezunu olarak iş arıyosun.Yani bir sürü staj da yaptım ama hala ne olacağımı bilmiyorum.Ama asla yapmayacağım işleri biliyorum neyseki.(sigortacılık, ilaç firması ve bankacılık..)Ama onun dışında ne yapacağım merak konusu.Hayatımda ilk defa böyle bir evreden geçiyorum.O kadar boş bir yaz ki...Sonucunun ne olacağı belli değil.Okulu bitirecek miyim?İş bulabilecek miyim?İstanbul'a ayak uydurabilecek miyim??Sorular, sorular, sorular???Neyse işte efendime söyleyim Halkla ilişkiler dalının hem kişiliğim açısından hemde okul dışında ilgi olarak sayılabilirse okuduğum kitaplar açısından bana uygun olabileceğine karar verdik.(Zira ben 1. ve 2. sınıfta reklam ve iletişimle kafayı bozduğumdan bulduğum tüm mediacat yayınlarını okumuştum.) Bu fikir bana da çok mantıklı geldiğinden henüz okumadığım kitapları da internetten sipariş ettim ve bugün ulaştılar elime.En kısa zamanda onlarla ilgilenmeliyim.Umarım sonucu iyi olur da istediğim gibi bir iş bulabilirim.
Off yaaa ne kadar karamsar oldum ben son zamanlarda.Ama eminim şu hayatımı bir düzene oturttuktan sonra daha iyi olcam ve bloguma da yansicak.Şimdilik bu kadar ben artık matematikselin başına dönüyorum.(umarım bu son olur)BU POSTU OKUYAN ARKADAŞLARIM BANA DUA EDİİİİNNNN....

10 August, 2006

fındık

Fındık'a bakıyorum ben kaç gündür.Ailesi yok ya yanında çok huysuz.Kapı kilidine anahtarın değdiği andan itibaren miyavlamaya başlıyorr.Gerçi bu "miyav" kelimesinin nerden çıktığını çok merak ediyorum.Çünkü Fındık'ın ağzından hiç miyav diye bişe duymadım, çok garip sesler çıkarıyo.Mooovvv, ıııı...:)Neyse kapıdan girdiğim andan itibaren bacaklarıma yapışmaya başlıyo.Tamam diyorum gel seni seviim.Önce çok seviniyo, ters dönüyo yatıyo.Tamam diyorum tam kıvamında,boynunu okşuyorum mayışıyo, ama sonra hiç beklenmedik bir anda elime yapışıveriyor.Sonra da bende kaçıyorum:)) Bir ayar tutturamadık. Yoksa kediler gerçekten nankör mü? Ben ki işimi gücümü bırakıp, bu kavurucu sıcaklarda günde 2-3 defa onu avutmaya gidiyorum.O ise neler yapıyo.Ama şunu da çok iyi anlıyorum ki, o da ciddi anlamda özlemiş ailesini.Gözlerinden bile belli valla.Neyseki yarın akşam ailesi geliyo:))Şikayet etmez miyim seni fındık efendi??

Fındık dışındaki zamanımı da ders çalışmak alıyo.Dün üniversite hayatımın son dersine girdim.Bitmek bilmedi.Ama üstümden büyük bi yük kalktı.Mutluyum:))Haftaya sınavlarımın olması sebebiyle inzivaya çekildim.Günümün çoğu evde ders çalışarak, kitap okuyarak, markete giderek ve pasta yaparak geçiyo.Bugün bizimkiler ders çalışmaya geldi de.Pastalarıma bayıldılar.Bu arada sabahları da çemberimde gül oyayı izliyorum.İlk yayınlandığında kaçırmıştım, inanılmaz güzel bir dizi.

Son olarak, şu Hepsi'nin söylediği olmaz böyle şey de midemi bulandırıyo.Ne kadar dinlemek istemesem de her yerde duyuyorum.Kulaklarımı tırmalıyo şarkı yaa.Böyle işte dinlemek istemeseniz de bıkana kadar dinletirler adama şarkıyı....

04 August, 2006

John Galt


Gerald Starnes gürültünün arasında "Şu an insanlık için çok kritik bir an!" diye haykırdı."Unutmayın ki artık hiçbirimiz buradan ayrılamayız, çünkü oylarımızla kabul ettiğimiz ahlaki yasaya göre, her birimiz diğerlerine aitiz!".Bir adam "Ben değilim!" diyerek ayağa kalktı.Genç mühendislerden biriydi.Kimse onun hakkında fazla bişey bilmiyordu....
..."Dünyanın motorunu durduracağım"....
...Dünyanın motorunu durduracağını söyleyen adamı düşünüyorum.Anlıyorsunuzdur... onun adı "John Galt'tı."

03 August, 2006

aaahhh bu şarkılaaaarıııınn gözü kör olsun


istanbul'dan geldim ve birden burdaki sorunların ortasında buldum kendimi ve gelir gelmez güzel anılarımı yazacağıma şarkı sözleriyle girdim olaya.Geldim işte.Özlemişim Adanayı, evimi, arkadaşlarımı... Ama gelir gelmez de pisimi özlüyorum:( Gayet güzeldi ve çok hızlı geçti günler.Gerçi pisimi gecenin yarılarında maç anlatmaya çağırdılar (işleri çok yoğundu ancak yine de güzeldi:)) Onunla elele tutuşup kimseyi umursamadan gezmek bile yetti..Uyumak, kahvaltı etmek, nutellalı ekmek yemek, sokaklarda fındık aramak, köşebaşlarındaki kedileri sevmek, kısır yapışını izlemek, o kısırı afiyetle mideye indirmek...vs. vs. çok güzeldi.Sonra kardeşimle de çok iyi vakit geçirdik.Yalovaya gittik cumartesi günü.Tog'un bir projesi için yaşlı bir kadnla (Macide teyze) mülakat yapması gerekiyordu.Bende hem deniz otobüsünü görmek, hem yalovaya gitmek hemde karrdeşimle zaman geçirmek maksadıyla gittim ve çok iyi vakit geçirdim.Öyle bir insanla tanışmak da beni çok mutlu etti.Macide teyze emekli fizik öğretmeni kocasıyla üniversiteden tanışıyorlar ve uzun yıllar evli kalıyorlar.Hayatlarını çevrelerindeki öğrencilerine, kızılaya, hastanelere ve yardıma muhtaç insanlara adıyorlar.Ancak macide teyze kocasını kaybetmiş bir kaç yıl önce.81 yaşında olmasına rağmen tek başına devam ediyor yardımlarına.Ama öyle oturduğu yerden ahkam keserek değil, bu yaşında olmasına rağmen inanılmaz dinç ve hergün bi kermeste, bi yardımda...Kendisine bir laptop almış ve kitabını yazıyor.Ancak 2.el bi laptop.Onu iyice öğrendikten sonra yenisini almayı düşünüyor.Nasıl bir enerjisi var anlatamam.Tam bir Atatürkçü.Hatta Çınarcıktaki Atatürk heykelini de o yaptırmış.Yani kısaca inanılmaz bir insanla karşılaştım ve benim için unutulmaz bir gündü.Sonraa geldim işte memleketime.Vee gelişimin şerefine bizimkilerle muzzye gittik fasılda coştuk şarkılar söyledik.Onları seviyorum yaa.(See de dertlerime derman bulmak için elinden geleni yaptı yaa sağolsun:))Moralim de düzeldi işte.Kalabalık bi grupla bağırarak şarkı söylemek iyi geldi.....Sonra bugün KLo nun dersinde telefonum çaldı ama neyseki duymadı.Ölüp ölüp dirildim valla.(duysaydı bana 'close the door from the outside' diyerek kapıyı gösterirdi:) Gerçi beni her ders ööle demekten beter ediyo..Yani bi derste benim adımı sölemese işleri düzgün gitmiyo heralde.Her ders soru soruyo yada iğneleyici kelimeler sarfediyo.Eee benim de dilim durmuyo malesef:( Neyse artık haftaya son diye kendimi tutuyorum.Okul hayatım sona eriyoooorrrr.Yaani aslında sınavlar var daha ama artık derse girmiyorum.Bi yandan üzülmüyor değilim ama yeter artık hayatıma bir yön vermek istiyorum.Çok uzadı biliyorum ama bugün sinemaya gittim:Bana saati tek uyan film Beni Keşfet(Undiscovered, keşfedilmemiş olması gerekmez mi?) diye hiç duymadığım bir filmdi ancak hoştu.Filmin başı çocukla kızın metro istasyonunda karşılaşmasıyla başlıyo çocuk metrodan inerken eldivenini düşürüyo, kız da metroya binerken alıyo eldiveni ve çocuğa sesleniyo ama kapı kapanmak üzere olduğu için çocuk eldivenin diğer tekini de kıza veriyo ve bu ikili birkaç yıl sonra başka bir şehirde çocuğun şarkı söylediği barda karşılaşıyor.Çocuk şarkısının sonunda eldivenimi kaybettim bulan varmı diye anons ediyo ve burdan itibaren devam ediyo.Değişikti işte.Pisimle ilk zamanlarımız geldi aklıma.Çok eğlenceli, sürekli karşındakinin ne tepki vereceğinden emin olamamanın verdiği heyecan...Güzeldi yani.Ooof amma uzun oldu.Ben şimdi bitirip biriken maillerimi kontrol edeyim..Görüşmek üzere...

01 August, 2006

günlerin getirdiği


Bugün canın çok sıkkın,
Hersey sana zor geliyor
Olabilir.
Bugün aşkın bitmiş,
O seni terkedip gitmiş
Olabilir.
Sanki sen hiç bilmediğin
Bir kaos içindesin,
Kimbilir.
Günlerin getirdiği,
Senin yitirdiklerin.
Sanki hiç umut yok.
Çok yorgunsun.
Ne olursa olsun,
Yaşamaya mecbursun.
Ne olursa olsun,
Yaşamaya mecbursun.
Bugün duyduğun haberler
Sana utanç veriyor
Olabilir.
Bugün din ve ırk uğruna
Cinayet işleniyor
Olabilir.
Mostar Köprüsü çökmüş,
Neretva ne kadar üzgün
Kimbilir.
Günlerin getirdiği,
Açlık ve gözyaşı.
İnsan hep umut eder,
Biliyorsun bunu.
Ne olursa olsun,
Yaşamaya mecbursun.
Ne olursa olsun,
Yaşamaya mecbursun.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...