30 July, 2009

Şile



İstanbul'a çok yakın olup da bu kadar süre gitmediğimiz bu ilçeye gitme şansı bulduk. Küçücük bir tatil yaptık..İnternetten araştırma yaptığımızda Doğa Tatil Köyü'nde karar kıldık. Aslında kafamda soru işaretleri vardı çünkü burası sahile uzak (3km kadar) Ve bence denizi görmeden tatil olmazdı. Ama diğer bütün otellere bakıp buraya karar verdik ve hiç de pişman olmadık, hatta internette göründüğünden çok daha güzel olduguna karar verdik.


Burada kalmak iki çeşit seçenek var, odalar ve villalar. Kalabalık gidildiğinde villalarda kalmak çok daha güzel olabilir.. Çok geniş kocaman bir alanda konuçlanmış ve ne kadar kalabalık olursa olsun pek belli olmaz diye düşünüyorum. Tüm spor aktiviteleri rahatlıkla yapılabilir.. Biz bol bol langırt ve masa tenisi oynadık:) Yanımızda spor ayakkabılarımız olsaydı tenis kortları da çok güzel görünüyordu..Bana o kadar iyi geldi ki resmen deşarj oldum..


İçinde yapay bir gölet var. Orada da bir sürü ördek-kuğu. Yemek sonrasında aldığımız artan ekmekleri onlara götürüp ellerimizle besledik.. Öyle güzellerdi ki:)


Yemekler çok güzeldi. Hem görüntü olarak hem de tadı...Hem de saçma sapan gereksiz fazlalık ve israf da yoktu hoşuma gitti. Personel çok güler yüzlü ve yardımcıydı. Etraf inanılmaz temizdi..Sonuç olarak ben çok çok memnun ayrıldım:) Küçük kaçışlar için mutlaka tavsiye edilir:)
***Fotograflar internet sitesinden. Benimkiler de yolda...

26 July, 2009

İlginç bir Sinema Deneyimi




Dün akşam Cinebonus'ta Hayalet Sevgililerim isimli filme gittik. Şu sıralar ruh halim sadece böyle bir filmi kaldırabilirdi.. Belki bi de Harry Potter. Ancak onun hakkında da o kadar kötü yorumlar duydum ki, vazgeçtim. Seçim isabetliydi. Tam da istediğim gibi romantik komedi bir film izledim.

Filmin özeti için şuraya tıklayabilirsiniz.

Filmde ilginç olan ne miydi? İlk bölüm bitip ara verildiğinde iki sevgilinin fotograflarını izlemeye başladık beyaz perdede. Sonrasında o çiftin önümüzdeki ikili oldugunu farkettik. Çalan bir şarkıyla birlikte (Rafet El Roman şarkısı olabilir-hiç emin değilim!!!) bu çiftin fotografları geçiyordu. Çocuk kıza sürpriz yapmış kız da çok şaşırmıştı. Tüm şarkı boyunca fotograf slaytının ardından şarkının da son sözleri olan evlenir misin benimle yazısı ekranda belirdi. Bu arada bütün salon alkışlamaya başladı. Çocuk cebinden yüzük çıkardı ve kızın parmağına taktı. Bizim arkamızda oturan tüm sıra boyunca dizilmiş olan kalabalık da kırmızı gül yaprakları attılar. (Çocuk en arkadaki sırayı ayarlamış tüm arkadaşları için ama kendileri film başladıktan sonra girdiği için kız kimseyi farketmemiş.) Çok güzel bir andı ve ilginç bi fikirdi. Kız da çok mutlu oldu zaten çok heyecanlıydılar.. Ehh kutlamak için de ikinci yarıya kalmadılar tabii. Ben bile çok mutlu oldum, böyle bir çift görünce:)

Sonrasında başka bir ilginçlik oldu, önümüzde oturan yabancı oldugunu önceden anladığımız bir çift bize ingilizce konuşuyor musunuz diyerek sohbet etmeye başladılar. Slayt gösterisini ve yazıları sordular biz de anlattık. Sonra nasıl bu kadar güzel ingilizce konuşuyorsunuz, Türkiyede kimse ingilizce bilmiyor diyerek şaşırdılar. Ben de nasıl olur diye merak ettim. Ama bindikleri hiç bir taksi şöforüyle ve gittikleri cafelerdeki garsonlarla bir türlü anlaşamadıklarından bahsettiler. Kendileri Arabistan'dan gelmişler ve şaşırmışlar bu duruma. Ben de hüsrana uğradım tabii ülkem adına..Çok şeker bir çiftti, İstanbul hakkında bayağı sohbet ettik. Zaten 4. gelişleriymiş ve yanlarında Google mapsten aldıkları haritaları getirmişler, o şekilde rahat geziyorlarmış... Keşke turistlere daha fazla yardımcı olabilsekk!!

İşte böyle bir geceydi. Bomboş ve sıcak İstanbul'da güzel birkaç saat geçirmiş olduk...

24 July, 2009

Rock Çocukları

ŞARKILAR söylüyorlar... Şarkılar onlar için ekmek-hava-su gibi...
Bir konser öncesi, sabahın ayazında, montlarına sarılmış, ıslak çimenlerin üzerine kıvranmış uyurken görmüştüm onları.
“Neyi bekliyorlar?..”
“Şarkıları...”
Çoğu birkaç dil biliyor. Her şeyi tartışmaya hazırlar. Dünyanın tümünü kendilerinin kabul ediyorlar. Onlar için ırk-dil-din ayrımı yok...
Çevre savaşçıları, küresel emperyalizme karşı duranlar, savaşlara “hayır” diyenler de onlardan çıkıyor...
Kirli dünyaya itirazları var...
Ve özgürler...
*
Küçükçiftlik Parkı'nda yerli-yabancı grupların katıldığı Unirock Festivali vardı. İşte Başbakan Harbiye'ye geçerken onları gördü.
Çocuklar dans ederek şarkılarını söylüyorlardı.
O an içinden belki “Fesuphanallah...” dedi Başbakan...
Arabanın siyah camının arkasından, gözlerini kısarak, dolma saran tavşan görmüş gibi şaşkınlıkla baktı onlara.
Nitekim ilk konuşmasında “...Giderken maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Üzüntü vericiydi. Böyle sınırsız-kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor” dedi...
Ne yaptı ki çocuklar?..
Babalarının iktidarında tavuk yemi ithalatı işine mi girdiler?..
Büyük çarşıların önünü bedava kapatarak haşlanmış mısır ticareti mi yapıyorlar, babalarının adını sermaye yaparak?..
Baba dostunun bursu ile okuyup, bir anda mücevherat şirketi sahibi olma olanakları da yok...
Gemicik hayalleri de olamaz...
*
Onlar şarkılarını söylüyorlar...
Niye bu kadarcık haklarını “ahlaki erozyon” sayıp, ayıplayıp, sonra da oturup dertleneceksiniz?.. Şarkı söylüyorlar, şarkı...
Cennet kadar güzel, ama yağmalanmış-çalınmış bir ülkede doğdular... Onları bekleyen kötü yaşamlara, bunalımlara, işsizliklere, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı, şarkı söyleyerek yürüyorlar.
Sadece şarkıları var...


Bekir Coşkun (23 Temmuz 2009-Hurriyet)

18 July, 2009

Bogaz gezisi


Dün akşam Boğazda uzunca süren bir seyahate çıktık. İçki içmediğim halde sarhoş arkadaşlarım kadar eğlendim.. Çok iyi geldi bana:))




P.s. Denizciğim yeni başlıgım için, ellerine sağlık, çok teşekkürler:o)

16 July, 2009

Benim O



Denediniz mi hiç ?




Son günlerdeki yeni takıntım:)))

14 July, 2009

Mutfak







Bu da oldu. İşyerinden bloguma giremiyorum artık:( Daha dogrusu blogumu açıyorum, üstte kocaman 'Forbidden' yazıyor, aşagıdaki yazıları yarım yamalak da olsa okuyorum ama blogger sayfasına giremiyorum ve post yazamıyorum. Evde de malum, kardeşim ve kocamla ilgilenmekten yazamıyorum. Dolayısıyla blogum günlerdir öksüz ve yetim kalmıştı. Bugün sonunda kardeşim ayaga kalktı, çook mutluyum:) Nasıl dualar etmiştim. Allah kimsenin başına hastalık vermesin, insan başka şey düşünemiyor, hastanelerden bıkıyor:(














Geçtiğimiz hafta hava o kadar sıcaktı ki, o sıcakta bir yandan küçücük mutfakta olmak, bir yandan hızlı hareket edip pratik bi şeyler hazırlamak (akşam için), diğer yandan da ertesi gün evde yemesi için kardeşime bi şeyler hazırlamak beni yordu. İstedim ki şöyle resimlerdeki gibi kocaman havadar bir mutfağım olsa, girsem saatlerce çıkmasam, ama öyle acele yapılan yemekler için değil, pastalar tatlılar için, onların üzerini süslemek için hazırlanan ufak ayrıntılar için girsem:)
**Önceden google dan bulup sakladıgım fotolar. (niye sakladıysam:P işte böyle alakasız klasörlerim var bilgisayarda:))

05 July, 2009

Kitapcıklarım



Uzun süren bir ayrılıktan sonra yine buradayım blog. Kardeşim hastaydı bu hafta ve evde yalnız kalmasın diye apar topar alıp bize getirdik onu ve günlerdir hastane, testler vs vs uğraştık. En başta anneme pek bahsetmemiştik ama kendisi anlayınca dün sabah İstanbul'a geldi, şimdilik ona devrettik hastabakıcılık görevini. O gidince tekrar devralacağım:) Neyseki çok önemli bir şey yok ama bir 10 gün raporlu, sürekli istirahat etmesi gerekiyor. Hal böyle olunca da akşamları eve geldiğimde bilgisayar sandalyesine oturamadım bile, gerçi mutfaktan da pek çıktığım söylenemez ya neyse..


Önceki hafta elime ulaşan İdefix ten satın aldığım kitapları okumaya başladım, onlardan bahsedeyim istedim..Benim idefixteki favori listemde yaklaşık 60 tane kitap var, okudukça yenilerini sipariş ediyorum. İşte en son listem de buydu. Sol baştan başlarsak,

Siz A.Ş. Nerden duydugumu hatırlamıyorum ama güzel okunabilecek bir kişisel gelişim kitabına benziyor. Çok sık okumuyorum artık bu tür kitapları ama ara sıra ihtiyacı oluyor işte insanın:) Henüz okumaya başlamadım.


Hırs ve Ceza Ayça Şen'in yeni kitabı. Kendisini Radikaldeki yazılarından ve radyo programından tanırım, severim. Önceki kitabı Saatçi Bayırı da favori listemdeydi ama İdefixin kampanyasına katılıp ismime imzalı gelen bu kitabı öne aldım:) Bu hafta da yolda okuyup bitirdim. Böyle bir kitabı ancak Ayça Şen yazabilirdi dedim. Filmin içinde bir oyuncuyu çok kez izlemiştim ama kitabın içinde bir yazar adayını bu kadar yakından ilk kez okudum. Sevgilisinden ayrılan Ece yıllardır içindeki isteği göz ardı etmekten vazgeçer ve yazar olmak için önce işinden ayrılır, sonra da evinden annesinin evine yerleşir. 1,5 yıllık süreçte kendisine inanmayan (!) akrabalarına inat bol bol gözlem yaparak, bol bol klasikleri okuyarak süper bir eser çıkarır ortaya. Ece'ye o kadar güldüm ki kitapta.. Ama malesef bu tip insanlar var etrafta. Güle güle okudum işte. Tarzı değişik, belki bir çok kişinin eleştireceği, kısa sürede okunan güzel bir kitaptı benim için.


Luisito Yine bu hafta içinde yolda bitirdiğim, kolay okunan, klasik bir konusu olan Susanna Tamaro kitabı. Çocuklarından ve torunlarından hem mesafe olarak hem de ilişki olarak uzakta olan emekli öğretmen Anselma bir gün çöplükte bir papağan bulur ve ismini gençliğindeki en yakın arkadaşını hatırlayarak Luisito koyar. Bu papağan onu hayata yeniden bağlayıp son günlerini en güzel şekilde geçirmesini sağlar, ancak güzel günleri çok uzun sürmez.. İllaki alınıp okunması gereken bir kitap diyemem ama bulursanız boş vakti insanı sıkmadan değerlendiriyor diyebilirim.


Küçük Kara Balık çocukken okudugum ve bir çok kişinin okudugunu ya da okuması gerektiğini düşündüğüm bi kitap. Birçok kitabımla beraber bu da meçhul bi şekilde ortadan kaybolmuştu idefixte gezinirken görünce alıp saklamak istedim. İlerde çocuguma okuturum:) Bu da dünyayı tanımak için yola koyulan, düzene karşı çıkan küçük kara bir balıgın hikayesi..


Ay Şarkısı nerden nasıl eklemişim listeme bilmiyorum, bu hafta da bu kitaba başlayacagım sanırım..


Benden bu kadar... Bu arada İmgecim meraktan çatlıyorum aslında ama listede gözümden kaçmış Callisto da bir dahaki siparişimde olacak mutlaka:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...