29 December, 2007

Fındıklı Breçel

Ne zaman fırında bir yemek yapsam, aa fırın yanmısken sunu da bir yapıvereyim diyorum (sankı fırın çok zor yanıyormus gibi:)) Hafta içi akşamları genelde bi şeyler yapıyorum yeni tarifler deniyorum ama yapay ışıkta çektigim fotograflar çok güzel görünmediginden bloga ekleyemiyorum mecbur haftasonunu bekliyorum:P



Bu arada biz fotograf olayını abarttık, her boşlukta bi yere gidip bişeyler çekebilir miyiz diye düşünüyoruz..Henüz makinenin tüm özelliklerini öğrenemedim bile..E yavaş yavaş..Ayrıca yemek fotografı çektikçe, bir çok blogta gördüğüm fotografları çekmenin de ne kadar zor oldugunu anlıyorum.Çünkü takip ettiğim bazı bloglarda inanılmaz güzel fotograflar var ve kolaymıs gibi görünüyor ama hiç de kolay degilmiş..Daha çook acemiyim ben:P



En son, Fındıklı Breçel yaptım.. Bu tarifi Radikal'den çıkan Tatlı Kitap'tan aldım..(gayet güzel tarifler var sırayla denemeye çalışıyorum..)Breçeli ben ilk defa duydum bisküvi gibi bir kıvamı oluyor.Tadı benim çok hoşuma gitti..



Malzemeler



-250 gr margarin
-100 gr pudra şekeri (4/5 bardak)
-1 adet ymurta
-4 su bardagı un
-1 tutam vanilya
-1 çorba kaşıgı kakao (artırılabilir)
-1 adet yumurta akı (çırpılmış)
-100 gr ince çekilmiş fındık



Yapılışı



Margarini ve şekeri mikserle iyice çırpıyoruz.Yumurtayı ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz.Unu vanilyayı ve kakaoyu da ekleyerek bisküvi hamurunu elde ediyoruz..Fırını 180 derecede ısıtıyoruz.Hamuru tezgahta açarak istedigimiz kalıpla şekil veriyoruz..Yaglı kağıt serili bir tepsiye yerleştirdikten sonra üzerine fırça yardımıyla yumurta akı sürerek çekilmiş fındık serpiştiriyoruz. Fırında yaklaşık 20 dakika pişiriyoruz..

*Benim kalıplarım kandil simidi şeklindeydi (ortası boş simit) gayet de güzel oldu..Çok kocaman parçalar halinde olunca böyle güzel olmazdı sanırım..

**içinde kabartma tozu olmadıgından pek kabarmıyor o yuzden de tepsiye dizerken çok fazla aralık bırakmaya gerek olmuyor.

***1-2 gün kaldıktan sonra da tadı gayet güzeldi.(Su anda 2 günlük ama kahvemin yanında gayet hoş oldu:)



Afiyet olsun...

27 December, 2007

Hayat


Hayat, cinsel ilişki yoluyla bulaşan ve ölümcül bir hastalıktır.

Ölüm oranı yüzde yüzdür.

L. D. Laing

26 December, 2007

Hediyelik


Yilbasi postumda hediye cekilisimizden bahsetmistim.. Evet bir cekilis yaptik, bana hediye alan arkadas isyerindeki en az samimi oldugum kisiydi.. Ama ben o kadar cok konusan biriyim ki ve de sabahlari birlikte geldigimizi de dusunursek, daha bana uygun bi hediye beklerdim ama oyle bir sey geldi ki, neyse ki iyi rol yapiorum da cok begenmis gibi davranabildim:P Simdi bende biliyorum hediye hediyedir, onemli olan dusunmektir vs, ayrica da boyle icinden gelerek degil de cekilis sonucu hediye almak cok daha zor farkindayim ama kardesim bu kadar da mi tanimiyorsun beni.. Simdi gelen hediye kahverengi siyah arasi icinden siril siril sular akan ve de pille ya da fise takarak calisan, ortasindan da tavernamsi degisik renklerde isiklar cikaran bir sus esyasiydi...Onun resmini buraya koymak isterdim ancak hala kutusunda duruyor.. (Bu arada eminim Bedbirds bu satirlarla ilgili ve hediyeyle ilgili cok dinledigim yorumlarini yapacak, biliyorum ama napiim yazmadan duramadim, bunlar da benim dusuncelerim:P)

Bu arada cekiliste kendimize bir alt bir de ust limit koyduk ki, herkese gelcek hediyeler ayni civarlarda olsun diye..(gerci bence bu kadar sinirlandirmak cok komikti ama yine de uyduk.. Bu arada bana diger gelen ve cok sevdigim hediyelerden bahsetmek istedim:) Su yandakini bana Dino aldi cok guzel bir kurabiye kalibi ve icindeki kucuk aparatlar sayesinde kalibin ortasindaki delik bi cok sekilde olabiliyor.. Cok kucuk, cok sevebilecegim, dusunulmus bir hediye:)) Tabi hediye almaktaki en onemli faktor karsindakini de iyi tanimaktir.. Iyi tanidigim birine cok kolay hediye secerim, daha onceki konusmalardan mutlaka aklimda kalmis bise vardir, gider onu alirim.. Zor durumdaysam ve karsimdaki kitap okumayi seven biriyse cook sevdigim bi kitabi alirim.(En basta Ayn Rand'dan Hayatin Kaynagi gelir..Sonra da aklimda kalan diger guzel kitaplardan biri) Biliyorum cok klasik bir hediye ama ben cok guzel bi kitap okudugumda, bunu kesin kardesim ya da su arkadasim da okumali vs diye dusunurum.. Eger kitap okumayi sevmiyorsa da mesela yilbasi icin tabu, puzzle vs guzel bir hediye olabilir.. Hediye alinacak kisi bir kiz ise aslinda isimiz cok daha kolaydir, zira sIk bir aksesuar, mudo conceptten, ikeadan ya da Tchibo'dan alinacak herhangi bisey, sevimli bir pijama vs.. bir suru secenek var.. Ama bir erkege hediye almak cok daha zor.. Eger ilgi alanlari fazlaysa yine sorun yok ama onun disinda tikanip kaliyorsunuz... (bu arada ben cekiliste cikan arkadasima Tchibo'dan aldim hediyesini, erkekler icin de gayet ilginc hediyeler bulunabiliyor)


Bu arada patronumuz saolsun herbirimize tek tek hediye almis..Kizlara pijamalar ve altlarina evde giyilecek babetleri erkeklere de parfum almis, hepsi de biribirinden guzeldi valla gozlerimiz kamasti:) Bir de ayni odada calistigim cok dusunceli bir arkadasimiz da hepimize hediye alip agacin altina birakmis (kimin biraktigi sonradan anlasildi)) Zaten onun herkese sectigi hediyeler herkese bireysel olarak dusunulup secilmisti.. bana yandaki 'sac'i almis cok guldum.. Henuz deneyemedim ama en kisa zamanda biseyler pisirecem:))






Kissadan hisse, bu hediye olaylari aslinda komplike, ama ben yine de cok severim hediye almayi da vermeyi de.. Bana gelen hediyelerden fiyat ya da marka degil ama beni dusunerek alinmis bir hediye beni inanilmaz mutlu eder:)) Bende alirken buna dikkat ederim:)) Cok da eglenirim..



P.s. Yilbasi ve dogum gunum yaklasirken bu nasil yazi boyle..Kimse ustune alinmasin lutfen:)

21 December, 2007

bayram


Benim canavarlarım Adana'dan geldii, guzel bir bayram geciriyorum..

Size de mutlu bayramlar....

18 December, 2007

Meri Kristmis



Yine yilin en sevdigim zamanlari geldi iste.. Yilbasi yaklasiyor (e dogum gunum de yaklasiyor:)) Hediyeler, yeme-icmeler, kutlamalar vs vs... Bu yil yilbasi benim icin de farkli basladi cunkuuu calistigim yerdeki patronlarim Amerikali oldugundan kelli, gunler onceden cam agacimizi susledik.(pasparlak guzel susleri gorunce Dino ve ben atlayip agacin sevdigimiz yerlerine konuclandirmistik ki: D.-patronum olur kendisi- agac suslemenin o kadar da basit olmadigini anlatti bize:)) Ah biz gorgusuzler!! tamam isigi dogru dolamistik ama uzerine su simli susleri de dolmamamiz gerekiyordu, oysa biz rengarenk, kardan adamli, toplu, noel babali susleri asmistik. Neyse tum susleri cikartp olmasi gerektigi sekilde (!) yeniden taktik (bence onceki hali daha guzeldi:)) Agacin altinda milyonlarca fotograf cekildik.. (ben fotoydum o yuzden ben pek olmadim fotograflarda) Daha onceden cekilis yapmisttik ve hediyeler verildi, ama o ayri bir post konusu, hediyelerimi de uzunca anlatmak istiyorum..




D. tatil icin ulkesine gideceginden christmasi erken kutladik biz.. (tam onlarin adetleriyle.) Bize yabanci gelen bir cok seye kucuk cocuklar gibi eglenerek katildik Dino ve ben.
Guzel ve degisik bir gundu..

P.s. 1.Gectigimiz gunlerde 'Yangin Duasi' adli oyunu izledim... Oyunu ayakta alkislayan on siradaki iki kadini yakalayamadim.. Cunku biz grupca merak ettik ne anlamislar diye.. ayrica oyunun tanitimina muhtesem yorumlar yazan arkadaslara da selam ediyorum.. O nasil bir oyundu oyle..

P.s.2. Ekimin basindan beri bekledigimiz internete kavusamadik artik Turk Telekom bana kalitemi bozduracak!!!

12 December, 2007

Bekir Coskun'un yazisi

Sıra size gelecek...

SADECE son bir haftada gidenler:
Yargı...
Türk-İş...
Medyanın yarısı...
YÖK...
Sıra size gelecek.

*

Meslektaşlarımız örtme-gizleme çabası içinde yine, yeni YÖK Başkanı için "muhafazakár liberal demokrat" tanımı yapıyorlar.
Hem "muhafazakár" hem "liberal" nasıl olunur?
Delikli şemsiye gibi...
Yazgıya bakın; o yaptığı araştırma ile "Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olacağını" biliyor, Abdullah Gül de onu çağırıp "YÖK Başkanı olacağını" biliyor.
İşin hikmetine bakın ki; bu kadar rektör-dekan içinden, yeni YÖK Başkanı şart olan "dekanlık-rektörlük" şartını taşımıyor ama, "türban serbestliğinden" yana...
Yani YÖK’te "türbandan yana dönem" başladı.
Bence "değişik" bir hoca yeni YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan.
Diyelim ki "cami sayısı üzerine" araştırması var, minareleri saymış...
İslami makalelere özel bir ilgisi var, dolayısıyla birçok İslami makalenin sahibi.
Birçok gazetede bu bilgi yoktu; ama Malezya İslam Üniversitesi’nde iki yıl görev...
Ve "vahi" üzerine çalışmalar...
Sonunda "vahi" geliverdi zaten:
"YÖK Başkanı oldunuuuuz..."

*

Neticede YÖK de gitti.
Bu elbette son değil; bundan sonra iktidarın etkili olamadığı ne kadar üniversite yönetimi varsa...
Akademiler, yüksek okullar...
Bilim kurum ve kuruluşları...
Elbette "ılımlı İslam"ı benimsememiş bilim adamları...
Arkasından:
Sivil toplum örgütlerinden, spor kulüplerine kadar...
Medyanın kalanı...
Sermaye...
Tepeden tırnağa her şey gidecek.
Artık kaçınılmazdır.
Sıra size gelecek...

**Baska ekleyecek bisey bulamiyorum...

07 December, 2007

sekerparem, hediyem ve ben:))

Oldu en sonunda oldu benim de dijital fotograf makinem oldu:)) Sevgilim bana yilbasi hediyesini verdiii.. (biraz erken oldu aslinda genelde bunu ben yapardim erkenden hediyesini verim de kullansin diye ama galiba o da bana benzemeye basladi.) Gec te olsa filmli makineden dijitale terfi edebildik.. Gerci ben ufacik, minicik cantamda tasiyabilecegim bir makine isterken, gayet kocaman profesyonel bir makinemiz oldu..(tabi sevgilim biraz kendini de dusundu burada ama ben bu olayin tarafini gormezden geliyorum..:))



Bende onceki gun yaptigim sekerpareyi cektim hemen... Mutfakta vakit gecirmeyi severim ben, sonunda bunlari da fotograflayabilecegim icin mutluyum:P



Annem calistigi icin, kardesim ve ben ilkokuldayken mutfaga girip cesitli deneyler yapardik..Yaptigimiz basarili deneyimlerden bir tanesi annemin bazi yerleri pasta lekeli sari kapli 'Bereketli Olsun' kitabindan sekerpareydi...



Iste benim sekerparem.. ve makinemle ilk fotografim..



Tarif cok farkli degil ama her zaman tam kivaminda oluyor:o)



Malzemeler: 2 yumurta

2,5 su bardagi un

125 gr margarin

1 corba kasigi pudra sekeri

Limon kabugu rendesi

Yarim paket vanilya

1 cay kasigi kabartma tozu

Badem (sevgilim Adanadan gelen kocaman cerez kabindaki butun bademleri ayirdirdigi icin ben de bu sekilde degerlendirdim:))



Surup icin: 2 su bardagi su*

2 su bardagi seker*

1 tatli kasigi limon suyu
* (2,5 bardaga cikarilabilir)



Tadi gayet guzeldi, afiyet oldu bize:))...

06 December, 2007

04 December, 2007

Tiyatro yine




Pazar gunu yine tiyatroya gittik..Ben ay basinda izlemek istedigim oyunlar icin 2 kisilik bilet aliyorum ve eger sevgilimin (kocamin:)) isi yoksa birlikte gidiyoruz, ya da baska bir arkadasim eslik ediyor bana. Bu haftasonu neyseki onunla birlikte gidebildik. Pazar gunu AKM'de Cayhane'yi izledik. Buyuk salondaki oyunlari cok daha fazla seviyorum ben.(Gecen yil Amadeus da oradaydi) Zaten genelde kalabalik kadrosu olan oyunlar buyuk salonlarda oluyor.Bu da demek oluyor ki kalabalik kadrolu oyunlari seviyorum:)) (Bu arada daha once Belediye Tiyatrosunun kalabalik kadrolu bir oyununda gorev aldigimi soylemis miydim? )Sahnede bir akicilik oluyor oyunu hic nefes almadan izliyorsunuz..Cok nadirdir, az kisilik olup o kadar akici olan oyun...(bkz. Carmela ve Paolina /Adana Devlet Tiyatrosu-en buyuk zevkle izldigim oyunlardan biridir) Ve de Istanbul Devlet Tiyatrosunun oyunlari genelde az kisilik oluyor. Ben cok severim izlemeyi ve de asla onyargili davranmam ama genel olarak insanlar eglenceli oyunlardan daha cok zevk aliyor.(gerci Istanbulda tiyatro bileti bulmak o kadar zor oluyor ki yani bu oyunlar agir diye sikayet edip hemde hic yer bulamamak da iste tam bir ikilem) Herneyse pazar gunku oyuna gelelim 'Cayhane'yi izledim.Uzun bi oyun olmasina ragmen yine sahnede olan hareketlilik sayesinde gayet iyi vakit gecirdik..Ve de herkes oyunun sonunda basrol oyuncusu 'Bulent Emin Yarar'dan (Sakini) soz ediyordu..Iste bu iki saatlik canli performansinda herkesi kendine hayran birakan insan gercekten ayakta alkislanir..Su gibi akti oyun ve bunda cok buyuk katkisi vardi Sakini'nin. Gecen yil da Genco Erkal'in Oyun Sonunda oynuyordu ve o oyunda da cok begenmistim ama tabi bizler sadece televizyondan tanidigimiz insanlari biliriz yaa. Oyyle begenip unutmustum..Sonra Sakini roluyle de kendisine hayran birakinca baktim kimmis diye..Megerse benim izleyip cok begendigim bazi filmlerde de rolu varmis..(Hatta kendisini Altin Koza Film Festivalinin en iyi filmi secilen Bes Vakit'te izleyip cok begenmistim, arastirinca ismini ogrendim iste) -O filmdeki kimsenin oyuncu olduguna inanamiyorum cunku hepsi sanki gercekten o koyde yasayan insanlarmis gibiydi-
Ayrica yine cok severek izledigim Korkuyorum Anne'de de oynamis kendisi (kasapmis).O filme zaten basli basina hayran kalmistim... Yani iste boyle, izledigim bir tiyatro oyunuyla bir oyunucuya hayranligim artti ve neden simdiye kadar bu kadar filmini ve oyununu izleyip ismini bile bilmiyormusum dedim!!



***

Bence bu haftasonu siz de bir oyuna gidin, umarim siz de iyi bir oyuncuyu izleyebilirsiniz:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...