Çok yogun geçirdigim 2 haftanın ardından döndüm bloguma... Önceki hafta 1 gün dışardan yemek yemiştim onda da zehirlenmişim, tüm gecem hastanede geçtigi gibi sevgilimin ısrarlarıyla sonraki 2 günüm de yatakta geçti.. Sonra da zaten tövbe ettim yaz sıcagında dışardan çok fazla yememeye..Gerçi mecburi bir dinlenem oldu benim için.. Malesef haftasonunun nasıl geçtiginiz heralde bir ben anlamıyorum.. Bi türlü dinlenemeden Pazartesi başlıyor:) Neyse işte bu mini hastalık döneminde bol bol film izledim. İçlerinde en begendigim ise Prestij oldu.Film aylardır benle durmakla birlikte kapagı hiç çekici gelmiyordu ve filmi veren arkadaşımın çok ısrarı da nedense daha da beter itmişti beni ama sonunda oturdum ve izledim:) (Tabi bunda Hugh Jackman'ın katıldıgı Martha Stewart Showu izlemenin katkısı da yadırganamaz.) Prestij bir sihir hikayesi.İki sihirbazın birbiriyle yarışı.. Bir sihirbazlık gösterisi 3 bölümden oluşuyormuş. 1. bölüm giriş bölümünde gösteri başlıyor yapılacak numarayla ilgili nesne ortaya çıkıyor ve seyirciye sunuluyor(örnegin bir kuş) 2. bölümde bu nesne ortadan kayboluyor. 3. bölüm ise işte en önemli bölüm: Prestij.(kaybolan nesneyi geri getirme).. Çok çok çok begendim... Mutlaka izleyin:)
Geçen haftam ise çalışmak çalışmak ve çalışmak üzerine kurulmuştu.3 yıldır izin almayan iş arkadaşım izin aldı ve onun işlerini yapmaya çalıştım.(düşünün onun üzerine bu kadar zamanda düşen sorumlulukları) Bazen ellerim titredi ama hayatımda atmadıgım kadar mail attım, karar verdim, eve iş getirip çalıştım vs. Haftasonu da çalıştım ama Pazar günü Veliefendi'de Gazi Koşusuna gittik, bütün yorgunlugum geçti:) Hava da çok güzeldi. Ve ben hayatımın 2., Gazi Koşusu olarak da ilk kez at yarışı izledim. Çok acemi sorularımla belki bunalttım kocamı ama olsun:)