27 April, 2007

keske...


Gitmek istiyorum cok uzaklara; telefonumu kapatmak kimseyi duymamak. Haberlerden bi haber olmak. Aylarca donmemek istiyorum.Yoksa ruhsal durumum uzun bi sure toparlanamicak.O yuzden de bu kadar ic skintimi buraya yazmak istemiyorum.Zorla fotograf koyuyor, biseyler yaziyorum ama kazin ayagi oyle degil:) Umarim en kisa zamanda daha iyi olur, guzel yazilarla donerim buraya.....





16 April, 2007

aklim haftasonunda ama pazartesi:(

Iste cekilen bazı fotolar.Isten geldim, cok yorgunum, ders calismam gerekiyor.Ama bunlari bloguma koymadan rahat etmicem...


Istanbul'da lale zamani...









Cumartesi Ortakoy'u......





Takici teyzenin sandalyesini bos buldugu anda oturan ve bi turlu gozlerini acik yakalayamadigim kedi:))







Ve de vazgecemedigim waffle hatiralarindan biri:)









Mutlu haftalar:)

15 April, 2007

hafta sonu-2


Dun liseden arkadaslarimla ortakoye gitmistik.Hava superdi ve de bu guzel havada ve cumartesi olmasina ragmen trafik hic kalabalik degildi.Biz de tadini cikardik.Ortakoyde ne kadar hiic ihtiyacimiz olmamasina ragmen takilara dayanamadik.Gerci ben sadece yandaki kupeyi aldim.(normalde altini cok sevmem ama bazi modeller hosuma gidiyor)*.Yine de buyuk basari tuttum kendimi.Ama cidden inanilmaz guzel seyler vardi.Bir tane kot etekte kaldi aklim (modeli cok ilgincti) ama dedim ki bu etegi alirsan kesin bir de aklinda kalan kirmizi babeti alirsin o yuzden tut kendini dedim.Aslinda bunu dememde en buyuk etkenlerden biri de kredi kartimin limitinin dolu olmasiydi.Ama yine de bravo bana.Dino her zamanki gibi dayanamayip takilar vs vs vs vs aldi.ortakoyde laleler vardi yine. Bu kadar cok para harcanmasini ne kadar gereksiz de bulsam seviyorum ben yaa bu cicekleri:P

Bugun sabah kardesim ve sevgilisinin dun Eminonunden aldiklari binbir cesit peynir ve de vs kahvaltiliklarla hazirlanan mukemmel bir sofrayla gune basladik. Dikkatimi ceken bir seyin fotografini cektim onu sizinle paylasmak istiyorum.
Bu basit makine(ben baska isim bulamadim) Dun peynirci tarafindan verilmis.Bizimkilerin elinde cok fazla poset olunca bu kirmizi aletin alt tarafina posetleri takmis ve de ustte parmaklar icin uygun bolumden de tasimislar.Hem posetler elini kesmiyor hemde daha rahat ve dengeli tasimis oluyorsun.Eee biz de yine milletimizimn yaraticligina hayran kalmaktan baska bise yapamadik:) Gercekten biz cok degisik yaraticilik ornekleri bulurduk kardesimle Adanadaki restoranlarda vs. yerlerde..Onlari da yazarim bir ara:)


Bu arada bir daha Hurriyet gazetesi almamaya karar vermistim ama bugun bana gelen bir maille bunu ciddi anlamda da uygulamak gerektigini dusunuyorum.Cunku hafta ici almasam da bazen Pazar gunleri dayanamayip aliyodum ama artik hic bir haber yayınlanmadigini goruyorum.Hic bir onemli haber yok on sayfalarda.Ben zaten en cok Bekir coskun, Emin Colasan ve Tufan Turenc icin aliyodum.(ara sira Ebru Capa'yi da okurum) Gelen mailden bazi alintilar."Son yıllarda Hürriyet 'in manşetlerinde cımbızla arasanız "haber" bulmanız zor. Hele verilmesi gereken haber hükümet aleyhine ise çok zor. Manşetler adeta halkla alay eder gibi. ...Magazin dünyasında "kim kimi aldattı" , "kim neden boşanıyor" manşetleri okuyucu ile alay etmek değil mi? " ve daha bir suru sey var. Belki siz de bu maili aldiniz ve cok da umursamadiniz.Ama bence artik gercekten biseylere tepki gostermenin zamani geldi.

Son olarak da uzun zamandir yapmadigim kurabiyeyi yaptim.Buraya da fotografini koyiim haftasonunu da bu sekilde bitirim dedim.(Dunku ortakoy ve lale fotolarini da koyacaktim ama dino hala gondermedi!!)


Herkese iyi haftalar....

* makineden ve gunes isigindan bi turlu net cekemedim fotoyu:P

14 April, 2007

haftasonu


Ne cabuk gecti 1 hafta.Oncelikle persembe gunu yeni isime basladim.( Evet ise baslamak icin garip bir gun)Ama son iki gun olmasina ragmen o kadar yogun gecti ki ben bile ne oldugunu anlayamadim.Yaptigim is banka islerinden cok farkli.Bende halen ogrenmeye calsiyorum anlatacak kadar bilmiyorum:)Ustteki de ilk is gunum icin sevgilimin gonderdigi cicekler.Bayildimmm.O ayicik bir vazoya bagli ve cicekler aynen bu sekilde geldi.Hafta ici piside kaliyorum.Evden o saatte gitmem imkansiz.Sabahlari daha erken kalkiyorum, cok zor oluyo tabii ama alisilacak.Dugun tarihimiz belli oldu son haliyle: 20 Ekim olacak(umarim tekrar degismez.)Hem de Adana o tarihte de sicak luyor.(tabi normal kosullarda, bu yilki anormaliklleri dikkate almadan) Annemin yeni parlak fikirleri var.Surekli telefonda konusuyoruz benden daha fazla heyecanli.Gitmemi bekliyor.


Gectigimiz hafta tum vitrinlerde gordugum 'yumurta boyasi' geldi yazisinin sebebini gec de olsa ogrendim:)Paskalya bayrami vardi.Kurtulusta yasayanlar bunu en cok hissedenlerdir heralde.Butun vitrinler renk renk yumurtalar, paskalya corekleri vs. ile doluydu.Degisik bi haftaydi.Biz de bir arkadasimiz sayesinde ev yapımı paskalyamizi yedik.





* * *

Bugun Ankarada ilk defa bu kadar kalabalık bir topluluktan oluşan miting yapıldı.Miting hic bir siyasi partiye ait degildi, hic bir olay cikmadi, insanlar gayet guzel bir sekilde tepkilerini dile getirip Cumhuriyetimize sahip ciktigimizi gosterdiler.Bende orda olmak isterdim.Ancak Istanbul'dan Ankara'ya giden hicbir vasıtada yer kalmasti.(biraz gec kaldik).Ama gidemesem de o kadar kalabaligi canli izledigime cok sevindim.Herkese cok guzel ders verdiler.


* Haftasonu postum devam edecek.
* 2. fotograf Milliyet gazetesinden:)

07 April, 2007

olan biten...

Eveet yavaş yavaş yazmaya başlamak lazım artık.Çok değişik şeyler oldu demiştim.İş değiştiriyorum.Aslında bir arayış işinde falan değildim ancak aniden çok önceden beri istediğim ve benim için hayal olan bir işe alındım:) En kısa zamanda da başlamam gerekiyor.Perşembe günü çok heyecanlı bir ingilizce mülakatın ardından çıktım iş yerinden ve bir kaç vasıtayla eve dönmeye çalışırken telefonla arandım kabul edildiğimi öğrendim.Tabii Adana'dan buraya inanılmaz bir telefon trafiğiyle karşı karşıya kaldım. Herkes çok sevindi.En çok de BEN:P Ama hala ıslatamadık bu haberi, bi tek ona yanıyorum.Zira aynı gün akşamı kardeşimi hastaneye götürmek zorunda kaldım çünkü 3 gün boyunca ateşini düşüremedik.Ama neyseki iyidi, doktor da bizim verdiğimiz ilaçların muadili ilaçlar yazarak yolladı.Ama tabi arada bir yaş da olsa insanın omuzlarına bir sorumluluk bindiği için insan kendinden geçiyor.Neyseki şu anda daha iyi. Dün ise işyerine geldim ve nasıl söylicem diye mideme ağrılar girdi.Zira işe başlayalı 1 yıl olmadı ve de tazminat ödeme zorunluluğu vs. vs. işlemler.Offf of nolucak diyerek şefime söyledim durumu. Kendisi biraz bozuldu, sanki ben yüz üstü bırakıp gidecem diye.Sonra yönetmen falan filan konuştum.Çok iğrenç bir gündü, canım hiç çalışmak istemedi.Bugün de çalışıyorum ve hala canım çalışmak istemiyor.Diğer tarafa da bir an önce başlamam gerekiyor.Şu anda kaçabildiğim ilk gün çıkacağım burdan.Şu anda kalma sebebim de sadece insanları zor durumda bırakmamak.Ahh ah ben ne kadar iyi niyetliyim.Hem sen bu kadar tazminat öde, hem de kimseyi zor durumda bırakmicam diye kal hala.


Neyse işte bırakalım bunları, bu arada hala kutlamak istiyorum ama bakalım ne zaman olacak. Dün telefonumun hatırlatmasını görerek tiyatro bileti almış olduğumu öğrendim ve de en sevimli sesimle pisiyi arayarak "akşama tiyatroya gidelim mi?" dedim.Neyseki o da maç olmasına rağmen geldi benimle.Cevahir sahnesindeydi gittiğimiz oyun.Sinema sahnesi gibi bir yer.Gittiğimiz oyun da 'Kaktüs Çiçeği' idi.Bu sezon gittiğim en eğlenceli oyunlardan biriydi.Neyseki pisi de sıkılmadı.Civan Canova ve Seray Gözler gerçekten çok iyiydi.Bazen televizyonda izlediğimiz oyuncuları tiyatroda izlemek inanılmaz fark ediyor.Mesela ben Civan Canoca'ya karşı nötr düm.Yani seviyorum ya da sevmiyorum diyemezdim.Ama dün akşam izlediğim diş doktoru karakteri gerçekten çok şaşırttı beni.Aynı şeyleri Defne Yalnız için de söyleyebilirim.Hepimiz onu Kaynanalarda Nuri Kantar'ın hizmetçisi olarak tanıyoruz ama kendisi benim izlediğim en iyi oyunculardan birisi.İki oyununu izledim ve ikisinde de ağladım.Tamam ben biraz sulugözlü bir insanımdır ve bazı filmlerde ağlarım.Ama hayatımda ilk defa tiyatroda ağladım.İkisi de Defne Yalnız'ın oyunuydu.Biri 'Üç Kadın' diğeri de Opal Kronkie rolüyle Tatlı Kaçık.İkisi de süperdi.Yani kısaca diyorum ki, oyuncuyu tiyatroda izlemek cidden çok farklı, gidin, görün.


* * *


Bu arada bu hafta sevgilim ve benim 5. yıldönümümüzü geride bıraktık.İtiraf ediyorum önceki yıllardakinden daha az sürpriz hazırlamıştım bu sefer ona.Önceden tüm gün için bişeyler düşünüp yapardım.Ama bu sefer ikimiz de çalıştığımız için ve onun yeni iş adresini de bilmediğim ve maddi olarak uygun olmadığım için çok yaratıcı olamadım.O bana telefon aldı.Çook sevindim çünkü telefonum artık cidden kafayı yemeye başladığı için son zamanlardaki en acil isteğimdi.Çok sevdim yeni, telefonumu, öyle çok pahalı bişe değil, nokianın orta modellerinden biri.Radyosu var diye de mp3 playerımı ona verdim.Biliyorum çok iyi niyetliyim:P Ama ben genelde yolda kitap okuyorum ya da Nihat'ı dinliyorum diye ona böyle bir kıyak geçtim:)Hem de artık çantamdaki eşyaları ne kadar azaltsam o kadar kar diye düşünüyorum..Bu arada tüm gün de kafasını ütüledim, biz şimdi böleyiz evlenince o özel günleri umursamayan çiftlerden olmak istemiyorummm diyeeee...Akşam da Yeşilköy'de güzel bi yere yemeğe gittik.Yeşilköy'ü çok sevdim ben aslında, vler çok güzel ve de benim yeni işime yakın ancak pisiye çok uzak. Ben de yeni gittiğim her yere emlakçı gözüyle bakıyorum ya delirdim mi yaa. Bu arada emlakçı demişken ev- gelinlik vs. olayları bir süre ertelendi.Sanırım Eylül'de olacak düğün.Her açıdan daha rahat olacak böylesi.Hem de iki ayağım bir pabuça girmemiş olacak.Aa yine konudan konuya atlıyorum.Yemekler süperdi, fotoğraflamak isterdim cidden ama malesef sadece kendime ait olan bir makinem yok hala:( Ama yemeğe de iş kıyafetlerimizle gittik.Yani önceki 4 Nisanlar gibi süsleniiim, kuaföre gidiim fasılları olmadı.Gerçi İstanbul trafiğinde işten çıkıp bu dediklerimi yapmak zor ama bir dahaki seferlerde daha iyi geçmesi için elimden geleni yapıcam.Sonrasında da pastamızı yedik.Ben zaten sürekli yiyorum acilen bir son vermem lazım bu duruma.Hareket etmek istiyorum yaa.Top oynamak, koşup, terlemek istiyorum..Çok uzun zamandır yapmadım:(

* * *

Bu hafta kısa olarak böyleydi.Bugün Adana'dan üniversitedeki en yakın arkadaşım geldi buraya.Mutluyum.. Henüz görmedim ama iş çıkışı görücem umarım.Çok özledim.Bu arada benim artık Haziran'da okulu bitirebilmem için ders çalışmam gerekiyor ama o kadar zor kii.İtiyor artık beni aynı kitaplar.


p.s. Son zamanlarda yandaki kitabı okuyorum.Nerdeyse her Taksim'e gidişimde dayanamayıp en az bir kitap aldığım Can Yayınları'nın indirim reyonundan yanılmıyorsam 3 ytl'ye almıştım.Gayet güzel şimdilik.


(Kara Plak) Hanif Kureishi, Pakistan asıllı İngiliz bir yazar. "Kara Plak", 1989 yılında geçiyor. Kültür farklılığının yarattığı sorunlarla bunalan çağdaş bireyin açmazını ustalıkla irdeleyen; uyuşturucu, seks, şiddet, müzik, inançsızlık, tutku ve dinin iç içe geçtiği sürükleyici bir roman... (burası alıntıdır, ben bu kadar kitap diliyle yazmam yoksa:)) Kitap bitince asıl yorumlarımı yaparım))

06 April, 2007

istifa

Hayatımda ilk defa istifa ediyorumm...Çok kurumsal bi yerde çalışıyorum.Bir sürü prosedürle uğraşıcam.En kısa zamanda ayrıntılarla karşınızda olucam:)) Güzel haberler var:P
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...