27 March, 2009

Hızlı internete hasret kaldım

İşyerinde sebebini bir türlü anlayamadıgımız problemlerden dolayı internet bir hayli yavaş, dolayısıyla günlerdir uzun süren çabalarla işimi yapabildiğimden, ne bloguma bakabiliyorum ne de gazetelere.
Pazar günü seçim var, gündemde her dakika değişen konular var, ama ben şu sıra ne televizyona bakmak, ne de gazeteleri okumak istiyorum. Sevdiğim birkaç yazarı okuyup geçiyorum.Pazar günü de oy vereceğiz, inşallah bi şeyler değişir:( Neyse..



Geçtiğimiz hafta Kral Dairesini izledik. Önce maskeli ve söz olmayan bir oyun oldugunu eşimden sakladıgımı itiraf etmeliyim, çünkü sıkılabileceğini düşünüyordum:) Ancak neyseki öyle olmadı, çok mutlu ayrıldık.(Ben her oyunu görmek isterim, sonucunda yorum yaparım, sevgilim ise genelde konusuna göre seçim yapar. Galiba hayatta da böyleyiz! Ben her koşulu değerlendirip karar veriyorum hep, o daha önyargılıdır.. ne alaka şimdi!!&%+) Herneyse, maskeler süperdi, yüz ifadelerini çok iyi yansıtıyordu, oyuncular iyiydi, konu iyiydi, söze pek gerek kalmadı:)


Lostun 5. sezonunu yuh artık diyerek izliyorum ama bir yandan da merak ediyorum, artık bi sonuca bağlansa da kurtulsak:)

Kuzenimin evine hırsız girmiş ve yüzyüze gelmişler, çok canım sıkıldı:(

Emre Yılmaz'ın şu kitabını okuyorum. Çok beğendim. En kısa zamanda diğerlerini de alıcam. Kitaptan bir cümleyle de bu karmaşık posta bi son vereyim:

Osmanlı, ''Keyif için bağdaşımızı bozmaya gerek yok,'' der ve nargilesine uzanır.

Batı ise ''Keyfi hak edebilmem için önce çok çalışmam gerekir,'' der ve nargileye hiçbir zaman vakti kalmaz..

19 March, 2009

Kadınlar&Erkekler

Geçen ay televizyon izlemekten vazgeçtik biz. Bir çarşamba akşamı Yaprak Dökümü yeni başlamış; kalktım kapattım televizyonu. Her akşam işten geldikten sonra üzerimi bile değiştirmeden mutfaga girer, sonra da televizyonun karşısındaki evimizin en rahat kanepesine kurulup televiyonda izleyecek illaki bişeyler bulur, gece uyuyana kadar da ekrana kilitlenirdik.(tamam tamam özellikle de ben) tuvalet ihtiyacımı, evde yapmam gereken ıvır zıvır işlerimi de reklam arasına denk getirmeye çalışırdım. Artık öyle bi derdim kalmadı elimden geldiğince salona bile girmiyorum:) Ara sıra dvd de film izliyoruz, ya da televizyonda bir film varsa onu izliyoruz. Kesinlikle çok daha iyi oldu böyle. Hem daha az uykusuz kalıyorum:)





Ama son zamanlarda Türkmaxda çok çok begendiğim bi dizi var. (Digiturk'u ben çok istemememe ragmen, sevgilim işi gereği maçları takip etmek zorunda oldugunda Ligtv ugruna evimize almıştık. Ama ondan daha çok ben izliyorum sanırım:)) Bahsettiğim dizi 1 Kadın 1 Erkek. Yabancı bir diziden uyarlanmış. Dizide sadece 2 kişi var. Demet Evgar (ki kendisine hayranlıgım bir hayli fazla) ve Emre Karayel. Onlar dışındaki tüm oyuncuların kafasını ya da sırtını görüyoruz. İkili ilişkideki tüm komik yanları, hiç abartmadan, gayet dogal biçimde anlatan, Zeynep'in ortalama olarak tüm kadınları, Ozan'ın da erkekleri canlandırdıgı, mutlaka size tanıdık gelen birşeyler bulabilceğiniz bir dizi. Şu postu yazana kadar günlerini bile bilmiyordum, ara sıra geç saatlerde rastlarsak izliyorduk. Ama Perşembe günleri oldugunu öğrendim, bundan sonra her Perşembe mutlaka bakacagım. Bu arada sanıyorum dizi sitelerinden de bazı bölümler izlenebiliyor. Bi bakın derim:)

16 March, 2009

Adanadan geldim




Çok bunaldıgımı gören kocacım, bize kısa bir Adana seyahati ayarladı. Çok da iyi etti. Şansımıza hava günlük güneşlikti. Bana uzun süre yetecek enerjiyi topladım sevdiklerim sayesinde. Aklım biraz orada kaldı ama napalım bu da yetti:)


Beni bekleyen bir sürü iş vardı. Pazartesiye gayet yogun başladım, yazacak halim kalmadı..


**Annemdeki albümümden küçüklük fotografımı çektim..

07 March, 2009

Victoria




Gectigimiz hafta Kenter tiyatrosunda Victoria isimli oyunu izledim. Engin Hepileri'ye bir sempatim vardir. Televizyonda begenirdim ama oyle cok dikkatimi ceken birisi degildi. Onceden calistigim yerde kendisiyle telefonda konusmustum ve ismine dikkat etmedim ancak bu kadar guzel ve akici Turkce konusan kisinin kim oldugunu merak ettigimde o oldugunu ogrendikten sonra benim hayranligimi kazandi.




Ancak bu oyunda kesinlikle Defne Halman'in yaninda sonuk kalmisti ve hayal kirikligina ugradim malesef.. Defne Halman'a hayran kaldim, tek basina oyunun temposunu dusurmeden surdurdu.. Sesi, danslari, sahnede tekerlekli sandalye ile bu kadar dengeli sekilde oynamasi hepsi cok iyiydi ancak Engin Hepileri ona uyum saglayamadi, birlikte dans edis sahnelerinde acemiligi belli idi.(ya da acemi gorunuyordu) Ama ben yine de kendisini baska bir oyunda daha izlemek istiyorum..


Oyun tek perde idi ve yaklasik 1 saat 20 dakika suruyordu. Kocacim konusunu okuyup, bir de oyun kadrosunun 2 kisilik oldugunu gorunce pek gitmek istemedi ve kendisini yaniltmadigini dusunuyordu. Ancak kardesim ve ben begendik:) Izlenebilir..

03 March, 2009

Mart kapidan baktirir kazma kurek yaktirir:)


Evet Mart'a girdik Nisan'a bir ay daha yaklastik ancak gunlerdir burasi kapali ve yagmurlu.. Her ne kadar kisi sevsem de insan karanlik ve yagmurlu bir gune uyaninca mutlu uyanamiyor. Hele de etraf son zamanlarda olan ekonomik kriz, isten cikarilma vs olaylarla doluyken..


Ben de uzerimden bu miskinligi atmak icin gecen yilki gibi spora yazildim:) Gecen yil 6 ay araliksiz gitmistim, insallah bu sefer daha uzun surecek:) Hem bu sefer gittigim yerde haftada bir yoga ve pilates dersleri de var:) Dusundugumden daha eglenceli gececege benziyor:) Bu eglence arasinda bi 4 kilo da verebilsem supper olacak...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...