31 December, 2008

Mutlu yillar



Benim fotograf makinemi herkes dengeli tasiyamadigi icin ya ben olmuyorum fotograflarda ya da bu sekilde oluyorum:) Herneyse, bu anlamsiz fotografta isyerinde toplanti masasinda kendi hediyemi actigim an..
Geciyorum fotografi, bugun ile ilgili yazacaklarima basliyorum.. Umarim 2009 yine mutlu bir yil olur benim icin.. 2008e bakinca gayet stabil bi sekilde (son zamanlarda fazla Grey's Anatomy izledim heralde:P) gecmis. Sikayetim yoktu ama bu yil sevgilimle daha cok sehir gezmek (okursa burasi sevgilimin dikkatine:P) istiyorum.. Kendime kalan kucucuk zamanimi daha verimli gecirmek ivir zivir seylere daha az vakit harcamak daha az kafa yormak istiyorum.. Hic biseyi kafama takmayayim diyorum. (umarim!!!!) Ssglik hepimizle olsun bu yil.. Daha cok spor yapayim istiyorum.. Ailemi yanimda istiyorumm:(
Herkese cooooooook mutlu bir gun ve yil diliyorum.. Iyiki buradasiniz....

29 December, 2008

Miskin ben



Yoo aslında şu sıralar pek miskin olduğum söylenemez ama blogum konusunda biraz ihmalkarım dogru.. Evin içinde sürekli bi koşuşturma halindeyim. Bu hafta sevgilimin de hasta olması sebebiyle üzerime kalan her işi layıkıyla yerine getirdim hatta cumartesi akşamı sarma yaptım:P Hem de sabah öğlene kadar çalışıp, sonrasında iğrenç bir trafikle kursa ulaşıp, daha beter bi trafikte eve gelip markette kocaman bir sepet yılbaşı alış-verişi yaptıktan sonra.. Yoo yoo gayet iyiyim.. hastalık bana geçmesin diye de elimden geleni yapıyorum.. O yüzden şimdi kupama kahvemi alıp battaniyenin altına giricem:)


Yeni bir yıla giriyoruz.. Dün gazetede 2009 Oğlaklar için çok şanslı bir yıl olacak diyordu..Ben de bi oğlak burcu olarak inanmak istedim.. Kendime daha iyi bakmak yönünde planlarım var bu yıla dair.. Daha bi durup dinlenmek, sağlığıma dikkat etmek, çok daha fazla okuyup daha fazla öğrenmek, daha fazla gezmek, bol fotograf, sevdiklerime daha sık ziyaret gibi isteklerim var. Hepsini gerçeleştirecek şevkim bir de:)


David'in annesi bana şu yandki kitabı göndermiş Amerika'dan, inanılmaz mutlu oldum. En kısa zamanda bi tarifi deneyip işyerine götürmeliyim. Hıı bi de daha güzel pastalar yapmalıyım bu yıl.. Yılbaşında da güzel bir masa hazırlamalıyım:)



Yeniden yazacağım umarım 31 Aralık'tan önce ama bu yıl blogum sayesinde burada buluştuğum sizlere de tek tek teşekkür etmek istiyorum. Beni çokça mutlu ettiğiniz için.
Yeniden görüşmek üzere;)

22 December, 2008

Notlar



* Yilbasini erken kutladik ofiste.. Cekilis hediyelerimizi verdik, yukarida gordugunuz cikolatalari mideye indirdik:) Cok guzeldi hersey, bu yilki hediyelerime bayildim. Herkese de guzel hediyeler geldi, demekki herkes birbirini daha iyi tanimaya basladi. Dusunulup alinmis seylerdi..


* Aksaminda saatlar suren bir trafigin ardindan Arnavutkoy'e Abra Cadabra'ya gittik. Yeri muhtesem, manzarasi, ic mekan super, servis de gayet iyiydi ancak porsiyonlari cok kucuktu, hem baslangiclar, hem ana yemekler tabagin kucuk bir kismini isgal ediyordu..


* Haftasonu TDV'nin Dis Ticaret Kursuna gitmeye basladim. Guzel oldu, ama tum haftasonum da doldu:(


* Sirketimizin en yogun insani 'out of office' ve yerine ben bakiyorum, dolayisiyla pek internetle ilgilenemiyorum.


*Sevgili kocacim usutmus, onun tatli kaprisleriyle ugrasiyorum:)


* En kisa zamanda araniza donecegim./../

14 December, 2008

aboneyim abone


Yılbaşı geliyor diye kendime bir hediye verip (bu ayki kaçıncı hediyem??) Food and Travel'a abone oldum:)) %35 de indirim oluyor haberiniz olsun..


**Seneye yılbaşına da evde şimdiden taşmakta olan kitap ve dergilerimi koyacak ekstra bir kitaplık alırım heralde:) Atmak istemiyorum ben bu dergilerii.. Siz nasıl saklıyorsunuz??

12 December, 2008

Mutluluk nerede??

Haydinsciğim beni mimlemişti. Ne zamandır yazacağım bi türlü olmadı, en sonunda oturdum klavyenin başına, bakalım neler çıkacak..







Birçok fotografı karıştırdım ve sonuçta baktım ki, beni en çok mutlu eden yer, sevdiğim insanların yanı.. Ben evi o kadar çok seven bi insanım ki.. Şu yukarıdaki fotograf da en mutlu ve huzurlu oldugum bir kahvaltı sonrasında yapılan bir kolaj.. (Tabiki ben yapmadım photoshop konusunda o kadar kötüyüm ki:( ) Fotograf dayımlarda çekilmiş. Annem, annanem, kardeşim, dayımla- yengem (ki kendisine yenge dememe bozuluyor:P ) minik canavarlarım ve en yeni üyemiz kocamdan oluşan fotograflar. İşte düşündüm düşündüm, dünyada ne olursa olsun en mutlu olacagım yerin burası olduguna karar verdim. Aşağıda da diğer mutluluk kaynaklarım
var:)







Adana- yolunda olmak bile yeter. Biliyorum bu tabela resmi de neyin nesi ama oraya gidiyor olmak bile beni çok mutlu ediyor. Bildigim sokaklarda, çantam çalınacak endişesi olmadan rahat rahat yürümek, yoldan geçenlerle selamlaşmak, önceden bildiğim, bir sürprizle karşılaşmayacagım yerlerden alışveriş etmek, gelen telefona göre planı bir anda değiştirip uygulama özgürlüğüne sahip olmak gibi sayabileceğim pek çok etken var. Sanırım en büyüğü de doğduğum, büyüdüğm, üniversiteyi okuduğum şehir olması. Orası benim için farklı bir yer..


İstanbul- Burada da mutlu olmayı öğrendim.. Ama en çok sevdiğim yer Ortaköy.. Oraya gittiğim zaman mutlu oluyorum, ya da mutlu olduğum için oraya gidiyorum:) Oradan da sahilden Bebek'e doğru yürümeyi ya da tersine Beşiktaşa gitmeyi seviyorum..Hı bi de ordan Kadıköy'e geçmeyi seviyorum.
Bunlar dışında çok mutlu olduğum bir yer daha varki, o da sevgilimin Adanadaki evi.. Üniversitedeyken orada o kadar çok vakit geçirdik ki.. İkinci evim gibiydi..Annesi, babası, abisi ve evin kedisi Fındık ile o kadar güzel anılarım var ki.. Baktım fotograflara. Bir sürü fotografımız var, ama benim sıfıra yakın photoshop bilgim var..Ne yaptım ne ettim doğru düzgün birleştiremedim. Ayrı ayrı koyunca da o kadar kocaman fotoğraflarla afişe etmek istemedim. (daha önce bloglardan yapılan gereksiz alıntılarla ilgili çok şey okudugumdan) Ama onların yanı da dünyada en mutlu oldugum yerlerin başında:)) (bu arada eğer bir gün daha iyi ögrenebilirsem şu fotograf kırpma biçme işlerini, sonradan ekleyeceğim bu posta:P)
İşte benden bu kadar. Ben deeeeeeeeeeeee Esin, Deniz, Pembekalem ve Rahşandan öğrenmek istiyorum.. Mutluluk nerede??

07 December, 2008

İyi bayramlar

Benim için terslikle başladı bayram muhabbeti. Arefe günü saat 5.30 da evimizi su bastıgını farkederek uyandık. Yeni takılan kombimiz saatlerce su akıtmış ve bütün halılar su üzerinde yüzüyordu. O saatte kalkıp havlularla suyu aldık. Tüm sinirlerim gerildi. Şu anda biraz daha sakinleştim. Yarın bayram, Adanaya gidip ailemizle olamasak da burada küçük çekirdek aile olarak sevgilim ve bayram geçireceğiz.



Şimdiden herkese iyi bayramlar:)



* Haydins, mimini unutmuş değilim, sadece daha iyi bir ruh halindeyken yazmak istedim:)
**Arog'u izledim, güldüm, begendim:)

05 December, 2008

Fahri ve Gercek Adanalilara



Dun yeni bir site gordum siz de gorun istedim. Adana'da bir firma ozellikle narenciye olmak uzere cesitli meyveleri paketleyip kargoyla bizlere gonderiyor. Gormeden meyve almak nasil olur bilemem ama yine de aklinizda bulunsun:) Iste alabileceginiz site. http://www.meymiks.com.tr/





Bugun bir de su yaziyi okudum hosuma gitti. Adanayi ozledim yine galiba:)

Bayramda gidemiyoruz sanirsam..

02 December, 2008

Örgü




Son aylarda sac orgusune takmis vaziyetteyim. Sacim icin cok sık gitmiyorum kuafore, gittigimde de hemen bozulmayacak bi orgu istiyorum, cok sey mi istiyorum.. Eskiden kuaforde cok guzel sac oren bi kiz vardi beni de severdi, cok guzel modeller orerdi sacima. O isten cikinca bi cocugun eline kaldik. O da guzel oruyor ama ne zaman gitsem isi oluyor ve bi orgu icin o kadar eleman arasindan tek bi tanesini beklemek zorunda kaliyorum. Neden her kuaforde tek bi tane orgu bilen kisi vardir? Karaborsa mi bu.. Bi de canlari skilir orgu duyunca, sanki bedava yaptiricam..Baska kuafor de denedim ama cok gevsek ordu o da. Aksam yaptirdigim sac, sabaha acilmaya basladi.

Dergide su modelleri gorunce bayildim. Hele Emilie de Ravin'in saci ne kadar dogal ve guzel duruyor.Birkac tane klasik balik sirti modelleri disinda her orguye bayiliyorum ama nerde orecek kisi....
P.s. Fotograflar Joy'dan..

01 December, 2008

Ustume gece cokmus ama icim isil isil

Gunlerdir bilgisayarimin basina oturup blogumu acamiyordum. Bugunu firsat bilerek yazayim dedim. Yilin en sevdigim ayinin ilk gunu:)) Uzerimdeki olu topragini atip yazmaya basliyorum.

Herkese mutlu bir hafta diliyorum..

24 November, 2008

Kariye Müzesi





Geçen haftalarda bir arkadşımla birbirimize söz vermiştik. Ayda 1 kere buluşup İstanbulda hiç görmediğimiz yerleri görmeye. Hava vs şartlarını bahane etmeyip bu cumartesi ilk buluşmamızı gerçekleştirdik. İlk olarak Kariye müzesini görmeye gittik.. Açıkçası ben daha önce hiç duymamıştım burayı.. Onun merakı ilk rotamızı çizdi. Edirnekapı'da buluştuktan sonra okları takip ederek çok kısa sürede yürüdük. Köşeyi döndünce şu yukarıdaki manzarayla karşılaştık. Evlere bayıldım ben.. İçlerinden bir tanesini de gözüme kestirdim:))








Bu evlerin arasından yürüyüp sola dönünce müze karşınıza çıkıyor. Ortada turistler için çeşitli hediyelik eşyalar satan yerler ve çay bahçesi var. Tepeden manzara harika. İlk andan itibaren beklentilerimin üzerinde herşey.. Müzeye girmeden önce etrafında bolca fotograf çekildik. Cumartesi olmasına rağmen etraf bomboştu. Sanırım havanın durumunun etkisi vardı bunda. Müze girişi 15 ytl idi, ancak ben 20 ytl'ye müzekart aldım. Bir yıl boyunca da müzeleri ücretsiz gezme hakkım oldu.. Bu konudan da bahsetmek istiyorum. Müzekartın üzerinde isim soyisim fotograf filan görünce, yandık dedim, herhalde şimdi başvurup daha sonra alacağım. Yanımda fotograf yok diye de üzüldüm hatta ama hiçbirine gerek kalmadan kimliğimi alıp 2 dakikada müzekartımı basıp verdiler. İnanılmaz şaşırdım. Gerçekten bu kadar kolay olacagını sanmıyordum:)









Müzede düşündüğümden fazla turist vardı. Hepsi de çok yaşlı insanlar.. Biz olsak o yaşta yatıp dinlenmeyi tercih ederiz. Ama adamlar kalkıp buraya gelmiş, ellerinde rehber kitapları ve fotograf makineleri, her tarafı inceliyorlar.. Ben utandım valla, daha yeni varlığından haberdar olduğum yere kaç kilometre öteden insanlar gelmiş.. En çok da müzede hiç bir bilgi olmamasından utandım. Girişte ya da moziklerin önünde en ufak bir broşür, kitapçık, bilgi veren herhangi bir nokta dahi yok. Keşke ben de önceden iyice araştırıp gitmeymişim dedim.




Ben de eve geldikten sonra araştırma yaptım. Ayrıntılı bilgiye şuradan ve şuradan ulaşabilirsiniz:)

22 November, 2008

Çantam



Pembekalemcim çantamı açmam için beni mimlemiş.. Bende öncelikle çantamın bir fotografını koyuyorum. Sevgilim ilk evlilik yıldönümünüzde aldı.. Şu anda en severek kullandıgım çantam.




İşte aşağıda da içindekiler var:)




1- Rujlarım ve kremlerimle başlıyor. 3 renk ruj vardır hep çantamda..Pembe, kırmızı ve kahve tonu. (ani durumlarda tazelemek için) El kremi, fa deo-stick ve dudak kremim de yine gün içinde kendimi daha iyi hissetmem için yanımdalar..
2- Beni tanıyanlar iyi bilir, yanımda naneli sakız olmadan dolaşmam..Öğlen yemek yedikten sonra mutlaka ağzıma bi sakız atarım. Diğer meyveli olan sakız da biricik sevgilim için. Naneli sakız sevmediğinden ona da bu şekilde bir alternatif sunuyorum:) Mentollü olips de genelde kış günlerinde katılıyor bu ikiliye..
3- Bu bölümde de bozuk para cüzdanım ve diğer devasa cüzdanımı görüyorsunuz. İşte ben tam da bu yüzden küçük çantaya sığamıyorum. Küçük çantalar benim cüzdanımı bile almıyor.
4-Burada da çantamın olmazsa olmazı kağıt mendil+kolonyalı mendilim var. Yaz kış burnu akan bir insan oldugum için yanımda kağıt mendilim olmadan kendimi çıplak gibi hissediyorum. (Birkaç kere otobüsten inip mendil alıp, tekrar binip yola devam etmişliğim var) Mendillerin yanındaki ağrı kesici benim sayılmaz. Yani yanımda mutlaka olur ama genelde çevremdekiler kullanır. Ben nadiren ilaç içerim, onda da çantamda bulunmazsa sinir olurum, bu yüzden taşıyorum:)
5-Malesef bende 2 adet telefon kullananlardanım..
6-Ipodum. Müziğim. Yol arkadaşım:)
7-Aynam. Her daim çıkarıp baktığım sevimli nesne:) Yanında da tokalarım.. Saçı açıkken mutlaka yanımda olmalılar...
8-İşte son olarak not defterim. Bitirdiğim not defterlerine baktıkça hayatım gözümün önünden geçiyor..Bu da kimbilir kaçıncısı:)
Bunlar dışında, şarj aletim, flash discim, fişler-kredi kartı slipleri vs de oluyor ama estetik bozulmasın diye yoklar kendileri:))
Çantamın içi böyle, acaba Esin ve Dilek de açarlar mı çantalarını:P

18 November, 2008

Kitap Fuarı



İş çıkışı bir akşam kitap fuarına gitme şansım oldu.. Daha önce öğrenciyken, İstanbula gezmeye geldigimde karşıdan upuuzun bir yolculuktan sonra gelmiştim ve çok daha fazla tatmin olmuştum. O zaman çok kalabalıktı. Sanki daha güzel aktiviteler vardı.(Ya da sevdiğim yazarların imza gününe vs denk gelmiştim) Bu sefer bomboş bir fuarla karşılaştım.Belki de ben ters bir günde gittim. İndirimli kitap almak güzeldi tabii ama internetten aldığım fiyatlarla aynı gibiydi. Yine de duramadım, istediğim birkaç kitabı aldım.. Henüz hiçbirine başlamadım, hala Divan'ı okuyorum..


Gezi kitabına ve İş bankası yayınlarının Hamur işleri'ne bakıp postit yapıştırıp duruyorum.. En kısa zamanda gezilere başlamak ve kurabiyeleri denemek istiyorum:)

16 November, 2008

Pazar


Çok güzel bir kahvaltıyla başladıgım günü Lunapark ve Kartingle bitirdim:) Güzel bir Pazardı. Ofisimizde de yeni heyecanlar var, umarım güzel bir hafta olur:P

14 November, 2008

İndirim


Hotiçte %40 + gnctrkcll ile %25 indirim varmış. Ya neden bu indirimler benim kendime hakim olmaya çalıştıgım dönemlerde olur bilmem..Öğrenim kredisi geri ödemesi geldi, alırken ne de güzeldi:P Ben Hotiçe gitseydim şu yukardakini alırdım heralde:) Neyse size iyi alışverişler..

11 November, 2008

Misafir


Dondum..


Gecen hafta evimde bebekli misafirlerim vardi. Bloguma da sadece evde girebildigimden girebildigimden gecen hafta hic ilgilenemedim.


Her ne kadar sorumluluk benim uzerimde olmasa da oraya mi carpti, dustu mu, bisey mi oldu diye dusunmek ne kadar zormus. Kuzen Serkancik daha yeni ayakta duruyor, tam yuruyemiyor bile o yuzden surekli emekleyen bir minik vardi evde. Sakin hayatimiza gecen hafta bir renk geldi, ama benim de cocuk dogurmak icin daha coook zamana ihtiyacim oldugunu anlatti bana:))

04 November, 2008

Uc maymun


Gecen hafta izleme firsatim oldu bu filmi. Aylardir merak edenler arasindaydim. Begenip begenmedigim ise tartisilir.. Simdi oncelikle konusu itibariyle gayet klasik bir Turk filmi.. -Bu kisim spoiler icerir- Patronunun kazayla adam oldurmesi sonucunda Yavuz Bingol sucu ustleniyor ve hapse giriyor. Patronu da Yavuz Bingol'un karisiyla birlikte oluyor. Oglu bir gun yakaliyor ancak bilmiyormus gibi davraniyor. . Hatice Aslan gercekten guzel rol yapiyordu. Patronun nasil bir insan oldugu filmin en basindan belliydi, performansi iyiydi(Bu arada kendisi oyunce degil doktormus).. Yavuz Bingolu ben oyuncu olarak gormedigim icin onun yerine bir baskasi da olabilirdi. Yani oyunculuk acisindan en cok Hatice Aslani begendim.. Filmde Yavuz Bingol ve oglu surekli kaybettikleri cocuklarini sipir sipir sularla gelmis goruyordu, ama o cocuk neden öldü , niye surekli bir sipirti var, ben anlayamadim sahsen. Hii bi de annesi neden olen oglunu sallamiyor onu da anlamadim. Bir de filmde neredeyse soundtrack olacak kadar cok ayni sarkiyi duyduk. Hatice Aslanin cep telefonu Yildiz Tilbenin bir parcasi seklinde caliyordu ve o kadar uzun caliyordu ki kulaklarim tirmalandi durdu.. Yavuz Bingol hapisten ciktiktan sonra o da bir sekilde ogreniyor patronla karisi arasinda olanlari ama o da diger maymun oluyor.. Filmin sonunda oglu, patronunu oldurunce de kahvecinin ciragindan oglunun yerine hapse girmesini istiyor-
Belli bir sure sonra filmi sanki fotograf slaytlari izliyormus gibi izledim. Goruntuler gercekten guzeldi ve Nuri Bilge Ceylan'in fotografci kimligini de gayet net yansitiyordu. Ama bunun disinda cok fazla begendigimi soyleyemeyecegim. Hatice Aslan ve oglu arasindaki diyaloglari komik buldum.. Odul kazanmasinin bir sebebi de az konusma olmasi sanirim.. Ic konusmalar o kadar cok ki, siz oraya ne isterseniz yerlestirebilirsiniz..(yabanci bir dilde de olsa) Sanirim ben daha cok diyalog olan filmlerden hoslaniyorum. (Recep Ivedik gibi de degil ama!!- Ortalarda bi yerdeyim) Ama yine de gorun, kendiniz karar verin:)

30 October, 2008

Baykus





Yildonumumuzden 2 gun sonra da sevgilimin dogum gunuydu.. Gecen yil balayinda kaldigimiz otelde bulunan turistlerin yardimiyla eglenceli ufak bi parti yapmistik:)


Bu yil icinse Istanbulda bulunan arkadaslarimizi Baykus'a davet ettim..(Facebook sagolsun, onun sayfasindan bircok kisiye ulasabildim:P) Sevgilim sadece 5 kisi yemek yiyecegimiz saniyordu ancak herkes oraya geldi. Yine kucuk capta bir parti oldu.. Tabii birbirinden alakasiz insanlar da geldigi icin, ben once tereddut ettim herkes iyi vakit gecirebilir mi acaba diye ama neyseki hersey cok guzeldi.. Cok eglendim ve onun gozlerinin icinin guldugunu gormek beni daha da mutlu etti..







Baykus benim Istanbulda en sevdigim mekanlardan biri. Hani bazi yerlere gidersiniz de saatlerce hic rahatsiz olmadan oturursunuz ya. Iste burasi da oyle bi yer. Ustte bir asma kat var, bu tip gunler icin elverisli oluyor:) Yemekler guzel, fiyatlar uygun.. Yanda gordugunuz gibi tabaginiz iki parcaya bolunmus halde geliyor. Yarisi salata yarisi yemek olmak uzere. O gunde de bizi gayet iyi agirladilar:)












Gelenlere de ustte gordugunuz Beatles cd kapaklarindan olusan kurabiyeleri ikram ettim. (Sevgilim tam bir Beatles manyagidir) Ben de onun icin Pastaci'dan bu kurabiyeleri siparis ettim. Gayet de guzel oldu gercekten..Tatli bir gun gecirdik.. Gelen herkese tekrar tesekkurler:)

26 October, 2008

Arkadaslik odulu


Meripoint Ilkayim bana bu Uluslararasi Arkadaslik odulunu vermis. Heralde bloggerin kapandigi su gunlerde daha anlamli oldu bu yazi. Boyle guzel arkadasliklarimizin oldugu su site ulkemiz mahkemesi tarafindan kapatildi. Ama yilmadim ve ben de odulu Esin'e, Deniz'e, Yass'a ve Rahsan'a gonderiyorum.. Blog arkadasligimizin gercege donusmesi ve internetteki bu siteyi kapatan zihniyetin degismesi dileklerimle gonderiyorum:)

25 October, 2008

Zararlı bir Yazı


Gecen hafta Adanaya düğüne gidiyoruz demiştim. Adanada çektiğim en can alıcı fotografı eklemek istedim buraya**. O bir günde çatlayana kadar yedim hiç bir şey içimde kalmadı:) Hava da muhteşemdi şansımıza..Elem'e kebap yemege gittik. En sevdiğim tatlardan biri. Karataş yolunda salaş bir kebapçı. Ama çok fazla müdavimi var. Bu fotograf da orada çekildi:)Düğüne gelecek olursak sevgilim nikah şahidi idi..Bu arada gecen sene aynı günlerde ayni Nikah memuru bizim nikahımızı kıymış aynı fotografçı da fotograflarımızı çekmişti. Böyle komik bir ayrıntı da vardı. Yakın birinin düğünü olunca insan daha bi rahat ediyor. Ozanla yıllardır olan ilişkimiz çerçevesinde ev sahibi gibiydik öyle de davrandık.. Bu arada saçımı çok sevdim ve her açıdan fotografını çektim..Eğer burada da öyle bir yere gidecek olursam yaptırırım diye.. Henüz burada tam kafama göre bir kuaför bulamadım. Benim Adanada yıllardır gittigim kuaförüm öyle yaratıcıdır ki, sadece ne giyecegimi söylerim kendisi bir model bulur, şimdiye kadar da hiç pişman olmadım. Henüz saçımı hiç boyatmadım ben, bazen değişiklik olsun diye düşünüyorum ama saçlarımı henüz başkasına teslim edemiyorum. Neyse artık beyazlayınca mecbur kalıcaz heralde..

Kuaför muhabbetini geçersek, düğün çıkışında Bulvar Paça salonunda geceyi noktaladık..Orayı da özlemişim. O tadı burada bulamadım. (burayı okuyup ııggyyy diyenler vardır sanırım ama napiim ben sakatat severim, genlerimde var sanırım..) İstanbulda Saruhan var gidilebilecek en iyisi orası sanırım..

Neden her Adana gezimde yemeklerden bahsediyorum bilemiyorum.. Son olarak bir de dizi karakterinden bahsedip bitireyim.. Avrupa Yakasına yeni katılan Adanalı Dilber Hala son zamanlarda gayet popüler bir karakter, ben de yazmadan geçemedim..Çevremde çok sık görmesem de eskiden kalmış nadide karakterlere benziyor ve ben oyunculugunu ve şivesini çok beğendim. Kullandığı kelimeler (hoşşik, gadasını aldıgım, dipçik vs) aklıma bazı karakterleri getiriyor ki, heralde birçok kişiden fazla gülüyorum..

* Yukaridaki yazı öyle önemli ki, onu yazabilmek için siteme girdigimde mahkeme kararıyla kapatılmış oldugunu gördüm. Tabii canım böyle kötü örnek olan siteler kesinlikle kapatılmalı, hatta bence internet kesinlikle kapatılmalı. Tüm halka kötü örnek.. Ama yine fedakarlıktan kaçınmadım ve bir şekilde yazdım.. Neme lazım yakında bunu da bulamayabiliriz..

**Ktunnelden girdigim icin ekleyememistim, daha sonra isyerinden ekledim fotoyu..

20 October, 2008

Yildonumu


Bugun yildonumumuz:)


Cuma gunu iste olmadigimdan dolayi yigilan islerimi yaparken su cicek geliverdi:)


Cok mutlandim, masamda ve kalbimde cicekler acti:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...