03 March, 2007

çağrı merkezi

Genel olarak bu postları işyerimden yazıyorum.Aslında bir çağrı merkezinde vakit bulup böyle boş işlerle uğraşmak çok zordur, nerdeyse imkansızdır.Ama haftasonları mesaim olunca ve yemek saatlerinde de yemekhane açık değilse ve kimseyle yemek saatin uymuyorsa taıyorsun kulağına kulaklığı, alıyorsun önüne sandviçini geçiyorsun ekranın başına yazıyorsun işte.Ama artık benim için bu yoğunluğa soonnn:))) Ben artık ingilizce bölümde çalışmaya başlaadım.Yani yabancı müşterilerle görüşücem artık.Hani şu "press 9 for english" dedikleri bölümde.. ve süpper oldu benim için.Onun da zorlukları var ama bazen gerçekten Türklerle anşlaşmaktan daha kolay oluyor.Çünkü onlar dinliyorlar!!!Ama bizler bir türlü bilmiyoruz dinlemeyi.Kadın kendi kafasında tartıp biçip karar verdiği yanlış bişeye sinirlenip beni arıyor ama doğrusunu anlatmama da bir türlü izin vermiyor.Ben onun dır dır dır dır konuşmasını dinledikten sonra ağzımı açıp açıklama yapma gafletinde bulunuyorum "bakın A... hanım şu tarihte yaptığınız ödemeye istinaden...." dedikten sonra dır dır dır... başlıyo sonra onu dinleyip tekrar ağzımı açıyorum ama konuşmak ne mümkün.Çıldırtacak beni.. Uzuuun uzun dinledikten sonra cinnet geçirip isterseniz birlikte konuşmayalım önce bi beni dinleyin diyorum!!!! Biliyorum dememem gerekiyor ama azarlamazsam dinlemicek ya da masaya vurmaktan benim mouse'um parçalanacak.Böyle yani işim konusundaki güzel gelişmeler.


Güzel başka bi gelişme de annemin birkaç günlüğüne de olsa İstanbul'a gelmesi.O kadar çok özlemişim ki. Geldiği gün işi olduğu için Cnr da buluştuk.Daha sonrasında Eminönünde balık ekmek yedik.İşte burda yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri.Nerdeyse hiç bi balık bana bu kadar tat vermiyor.


Bu arada telefon görüşmelerim arasında o kadar değişik görüşmeler oluyor.Mesela bugün bi adamla görüştük.Adamla görüşürken arkadan horoz sesleri geliyordu.O kadar garibime gitti ki.Yani hem çok özledim doğal bir hayatı, temiz havayıı.Tamam ben de köyde yaşamıyordum ama burda hava o kadar kirli ki sanki pencereyi açsan bile içeri temiz hava gelmiyor gibi:(

Konudan konuya atlıyorum ama.Bugün yine sıkıntıdan bi dergi keşfettim.Belki biliyosunuzdur ama güzel bir e-dergi(http://www.derggi.com/mart2007.html) Hem okuması hem de fotoğrafları çok güzel.Ücretsiz olması da cabası.Ayrıca sonundaki iki resim arasındaki 5 farkı karşılaştırma bölümünü de çok beğendim.Öneririm.

Son olarak okuduğum kitapla ilgili de bilgi verecem bedbird kesin bi yorum yapar diye yazmıyorum daha sonra bitirince yazcammm. Görüşmek üzere...

*Piyale Madra'dan

2 comments:

  1. Gözün aydııınnnnn!
    (Annen için tabii. Onu çok çok gezdir. Yıllar sonra bile o gezdirilmelerin tadını çıkarıyorlar inan ki.)
    Tijen

    ReplyDelete
  2. Teşekkür ederim.Ben de öyle yapıyorum zaten.Çok kısa süre bile olsa en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz:))

    ReplyDelete

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...