Önceden sadece sevdiğim 4-5 köşe yazarını okurken, artık işlerimin yoğunluğunun azalması dolayısıyla sabah saatlerinde tüm gazeteleri ayrıntılı olarak okuyorum.Bazen çok komik haberlere ya da açıklamalara rastlıyorum.Bugün radikalde bir haber gördüm (altın kurallar) bazı yekilililer (içlerinde dernekler ve bir doktor var) açıklama yapmış ayakkabılarla alakalı olarak, aynen yazıyorum:
"Ayakkabıyı iki saat yürüdükten sonra satın almak gerekiyor. Çünkü bu zaman diliminden sonra ayak şişer ve ayakkabının rahat olup olmadığını daha iyi anlarsınız. Sabahları asla ayakkabı almayın. Ayakkabının iki tekini de deneyerek satın alın ve satıcıların 'Giydikçe açılır' türünden sözlerine itibar etmeyin. Ayakkabı zamanla deforme olup ayağınızın şeklini alır. Siz de açıldı zannedersiniz."
Gerçekten de güzel ve işe yarayacak bir açıklama.Ancak ütopik.Keşke olsaydı, alırken ayılıp bayılıp aldığımız ayakkabıları sonra bir kenara atmazdık.Bazen tezgahtarın suratsızlığında denemeye bile çekinirken, düşünsenize ayağımıza giyip 2 saatlik bir deneme yürüyüşüne çıkıp, sonra almaya karar verdiğimizi.
Hatta abimin tüketiciler için çok işe yarayabilecek bir düşüncesi daha vardı o da diş macunlarını sıkarak en uzun olanı almayı uygun buluyordu neyseki bunu hiç harekete geçirmedi.Bir gün bizi groseride rezil edecek diye çok korktum ama korktuğum başıma gelmedi:))
Hadi ne duruyoruz, bence tüketiciler olarak toplanmalı ve tüm bu fikirlerin yürürlüğe geçmesini sağlamalıyız:P
Musteri daima haklidir :)
ReplyDelete