04 February, 2007


Teksas 50 yaşında mı? Hay dedemin köse sakalı!

Bizi büyüten kahramanlar onlar... Düşünce balonlarından okuma yazmayı söktüğümüz... Onlar gibi konuşup onlar gibi dövüştüğümüz... Şimdi 50 yaşına bastıklarını öğrenmek şaşırtıyor insanı...
Başbakan Erdoğan Kuran öğretimi için resmi kurslarda 12 yaş sınırı olduğunu hatırlatıldığında "Tommiks, Teksas okumaya kimse mani koymuyor. Kuran'a neden mani koyulsun?" dedi ya... Başbakanın çocukluğunu bilmem ama ben 12 yaşımdayken Tommiks, Teksas okumaya da "mani koyulur"du.Okula götürmek yasaktı.Evde "Ödevini yapacağına bunları okuyup durma" azarının öznesiydi Teksas ve (her daim onunla birlikte anılan arkadaşı) Tommiks...Bu "mani" nedeniyledir ki, bizim çizgi roman kahramanlarımız, hemen bütün maceralarını ya bir fen bilgisi kitabının arasında ya evde kütüphanenin bir kuytusunda yaşamışlardır.Ancak yazın sokakta gönül ferahlığıyla at koşturup silah sıkmış ve mahalle aralarında değiş tokuş yapılmışlardır.Aralık ayında Tommiks'in yurdumuza gelişinin 50'nci yıldönümünü idrak ettik hep birlikte...Geçen ay yayınlanan EsseGesse Magazin, Teksas ve Tommiks'in yarım asrını özel bir kitapla kutladı. Hepimizi büyüten çizgi romanlar serisinin nasıl doğduğunu, o nostaljik kitaptan öğrendik.Hâlâ sakladığımız ciltlerle maziye dönüp hatıra tazeledik.
TOMMİKS
Süt çocuğu Küçük İzciNevada rencerlerinin en hızlısı, sevgili yüzbaşımız Türk topraklarına ayak basmadan dört yıl önce 1951'de, üç İtalyan çizer tarafından İtalya'da yaratılmış.1920'lerde Universal Film tarafından çekilen sessiz film serisinin kovboyuymuş. İtalyan çizerler, perdede o karakteri çok beğenip çizgi roman kahramanı yapmışlar.Konyakçı'yla Doktor Sallaso'yu da yine perdedeki tiplerden alıp Tom'un yanına katmışlar.Çizgi romandaki kahramanın adı Tommiks değil, "Capitan Miki" imiş.Küçük İzciDizi İtalya'da 250 bin satıp ortalığı birbirine katınca şöhreti Türkiye'ye ulaşmış.1950'lerin ortalarında "Ceylan", "Güneş", "Roket" gibi dergiler, Tommiks'i "Küçük İzci" adıyla birkaç sayfa olarak yayınlamış. Ceylan Yayınları'nın sahibi Erdoğan Egeli, çocukların diziye gösterdiği ilgiyi fark edince "Küçük İzci"yi ayrı çizgi roman olarak yayımlamaya karar vermiş. O ilk dizinin kapağını çizen ve ondan sonra 30 yıl çizgi romanların kapak çizerliğini yapan Samim Utkun, kahramana orijinal adı olan "Kaptan Miki" yerine ("Miki filmler" dünyasında bu pek uygunsuz bir isim olurdu zaten), Tommiks adını koymuş.Böylece Kulver kalesinin yüzbaşısı, 1955'in aralık ayında Tommiks adıyla Türk gençlerine tanıştırılmışMahcup kahramanBen onu tanıdığımda ufak tefek, temiz yüzlü, tüysüz bir oğlandı. En yakın arkadaşları Konyakçı ve Doktor Sallaso konyak mataralarını hiç ellerinden eksik etmezken o süt dışında bir şey içmez, kale komutanının kızı Suzi'yi gördü mü yüzü kızarır, ter basardı. Doktor ve Konyakçı her ne kadar sevimli ayyaşlar olarak resmedilseler de kalenin sivil itaatsizleriydi. Yüzbaşıyla yakınlıkları ve silah atmadaki ustalıkları nedeniyle dokunulmazlardı.1970'lerin Killing'iyle, 80'lerin Rambo'suyla ya da günümüzün kahramanları Örümcek Adam'larla, X-man'lerle, Polat'larla karşılaştırınca da ne kadar masum kalıyor bizim Yüzbaşı Tommiks...
Vatansever "Sarı Kurt"
Teksas'ın öyküsü daha da ilginç...Müptelaları onun değişmez arkadaşları Profesör Oklitus ve Rodi'yi anımsayacaklardır.Meğer Teksas'ı doğuran Rodi imiş.Tommiks çok başarılı olunca bizim İtalyan çizerler 1953'te "Küçük Avcı" diye yeni bir kahraman yaratmışlar. "Küçük Avcı", Teksas'ın Rodi'si imiş."Black" ise maceralarında ona yardım eden 50 yaşlarında, esmer bir avcı...Sonradan 1954'te esmer "Black"in saçlarını sarıya boyamışlar. İri yarı, güçlü kaslı, yakışıklı bir avcıya dönüştürmüşler ve başrolü ona verip Rodi'yi asistan yapmışlar."İl Grande Blek" (yani "Koca Blek") böyle doğmuş.Bir yıl geçmeden Türkiye'de fark edilmiş.İlk deneme yine Ceylan dergisinde olmuş.Blek, orada "Sarı Kurt" adıyla yayımlanmış.İlgi görünce, 1 Kasım 1956'da, bu kez "Teksas" adıyla piyasaya sürülmüş. Ve 60-70 binlik satış rakamlarına ulaşmış.Sonraki Teksaslılarla, JR'larla, Bush'larla karşılaştırınca Çelik Blek de hem yiğit hem namuslu bir avcıydı.Bizon eti ve turta sever, çıplak ten üzerine kürk giyerdi.Hem Rodi'ye babalık hem "kurtları"na önderlik eder, bilgeliğe kıymet verir, şişman Profesör'ü hiç yanından ayırmazdı. Ülkesini işgal eden "kırmızı urbalılar"a vurdu mu "Smack" diye kemik kırardı.Yıllar sonra "kırmızı urbalılar"ı Londra'da tören kıtasında gördüğümde anımsamıştım "vatansever" Çelik Blek'i...Onun "düşünce balonları", bize okuma yazma öğretirken belki işgalciye direnmeyi de aşılamıştı.Teksas yaşasa bugün kendi işgalci askerleriyle de dövüşür müydü acaba?
Teksas'tan Tarkan'a
Gün geldi neslim Teksas'tan Tarkan'a geçti.O kadar kolay olmadı bu...Arada epey kahraman değiştirdik:Önce sarışın Tom Braks geldi.Sonra 60'ların sonuna doğru "Ontorio kurtları"nın komutanı Kaptan Swing, Gamlı Baykuş, Mister Blöf ve "pire torbası" Puik'le boy gösterdi."Baltalı İlah" Zagor, şişman Çiko'suyla çıkageldi.Sonra Tex...Kinova...Red Kit...Tenten...İş, doyma noktasına gelmişti ki, 1963'te Suat Yalaz kalemi eline aldı ve "Karaoğlan"ı çizip piyasadaki "küffar"ı temizledi.Şimdi ortalıkta "onlarınkiler"in karşısında bizimkiler vardı:Tarkan'lar.. . Karaoğlan'lar...Bizimkiler de tarihin tozu dumanı arasından doğmuşlardı. Teksas'lar, Swing'ler kadar güçlü kuvvetli ve öyle yakışıklı idiler.Şu farkla ki, bizimkiler ateşli silaha el değmez, bileklerine, kamalarına, kılıçlarına güvenirlerdi.Günlerce at üstünde gider, kimi zaman at üstünde uyur, yaman Osmanlı tokadı vurur, dört kıtada kılıç sallarlardı.Mağrura korkusuzca kafa tutar, mazlumu her daim kollarlardı.Tommiks gibi kaleleri Swing gibi kurt orduları yoktu. Ne yaparlarsa bir başlarına yaparlardı.Ve zannederim asıl farkları şuydu ki gerek Karaoğlan, gerekse Tarkan; Teksas gibi, Tommiks gibi "aseksüel" değildi.Demem o ki, güzel bir dilber gördüklerinde Suzi görmüş Tommiks gibi kızarmazdı yüzleri...Karaoğlan şapkasını çıkarır, Tarkan kılıcını çözer, kurdunu kapıya diker, güzeller güzelinin süt gibi çizilmiş bedenini ateşin yanına sereserpe uzatıp sabahaca severlerdi. Tam ergenlik dönemimize denk gelen bu gelişme, zannederim Tarkan'ları, Karaoğlan'ları Tommiks'lerden, Teksas'lardan daha gerçekçi, daha bizden, daha doğal kahramanlar olarak görmemize ve mahalle aralarında daha çok takas etmemize neden olmuştur.Teksas'tan Tarkan'a geçiş, aynı zamanda çocukça dayılanmalardan ergence sevdalanmalara geçişimizin müjdecisidir.
Meraklısına hatırlatmalar
Tommiks, Teksas'ların düşünce balonlarından hatırladığımız ve zihnimizde çınlattığımız ilk efekt sesleri ve hayret nidaları şunlardır:
Efektler
AH....!: Vurulma
GASP-AAGH: Yumruk yeme
UHM...: Hayret etme
ZIP: Ok sesi
PAM: Silah sesi
KAHR...: Yarım kalan lanetleme
YÜCE MANİTU: Kızılderili hayreti
UUH... UUH: Baykuş sesi
Hayret nidalarıBin boynuz!
Hay dedemin köse sakalı!
Hay bin kunduz!
Tüm kokarcalar adına!
Hay bizonun boynuzları!
*Ben bu kahrmanlarla pisi sayesinde geç de olsa tanıştım ve tanıştığıma da çok sevindim:) Tommiksi çok fazla sevemememe rağmen teksasla çok iyi dost olduk:) Köşemde de bi izi olsun istedim:P

3 comments:

  1. Gercekten onlar baska bi boyuttalar,ve onlarla tanismak icin asla gec diildir :)

    ReplyDelete
  2. "smack:yumruk atma" yıda unutmamak lazımdır :)

    ReplyDelete
  3. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...