Yazayım yazayım diyorum, bu kadar her saati aynı olan hayatımın nesini yazayım diye vazgeçiyorum sonra.. Geçen haftaki yazımdan sonra kızım yüzümü kara çıkarıp yürümeye başladı bu da tarihe geçsin.. Hayatımızda çok yeni bir dönem, ‘tati’ ‘tati’ diyor bi de yürürken.. Havalar da güzelleşti, her gün parka götürmeye çalışıyorum, hani biraz temiz hava çarpar da daha çok uyur diye ama nerdee blog.
Ben her akşam aynı şekilde ortalama 1 saat ayakta sallama mesaisi yapıyorum, iyi güzel de kız ağırlaştıkça bu iş de pek zorlaşıyor, tek çekilir yanı azıcık gece lambası ışığında kitap okuyorum, bu da gün içinde kendime ayırdığım tek vakit diyebilirim, eskiden serviste de kitap okurdum ama artık biner binmez bayılıyorum, arada horluyor muyum acaba diye soruyorum arkadaşlara.. En son annemin ismime imzalatıp geçen gelişinde getirdiği Şebnem Kartal’ın bu kitabını okudum.
Kitabın kapağından bir bölümü aşağıda görebilirsiniz.
İtiraf edeyim bazı hikayelerin sonunu getiremedim ama bazılarını da aksine çok sevdim. Onların hatırına okunabilir bence:)
Bir diğer bahis konusu da dizi. Son dönemde çok severek izlediğim bir TRT dizisi var - Beni Böyle Sev. Çok naif, keyifli, vurdu kırdı, silah vs olmayan müzikleri de güzel:) Orhan Gencebay'ın şarkısından adını almış, eski, güzel şarkılardan çalıyorlar. Nitekim seviyorum, Pazartesi akşamları boşsanız izleyebilirsiniz. (ben genelde kaydedip sonra izliyorum ama olsun:)
Güzel havada keyifli bir haftasonu diliyorum herkese:)
Sevgiler..
Sevgili Niffea güzel birpaylaşım fakat izleyiciler gadgeti görüntülenemiyor bu sorunu gidermek için lütfen buraya tıklayınız
ReplyDelete