Film festivalinin izlediğim ilk fimi bu oldu:) Çok anlamlı değil mi. Ama bana uygun saate bir film sıkıştırmak istediğim için böyle oldu ne yapalım:) Film mükemmel bir elma olmaya çalışan Torben'in kurtlanması sonucunda ağaçtan atılması ve sonrasında kurttan kurtulmaya çalışırken başından geçenler anlatılıyordu. En ilginci filmin canlı olarak Türkçe seslendirilmesiydi. En öndeki 2 kişi simultane çevirdiler ve ara ara gecikseler de gayet başarılı olmalarıydı. İlk başladıgında biraz garip oldu ama sonrasında kulagım da alıştı. Kendilerini çıkışta tebrik etmek isterdim.
Film sonrasında bi türlü gidemediğim Feriköy ekolojik pazarına gittik. Ben uzun süre pazarın dibinde oturmama rağmen bi türlü gitmemiştim. İlk kez gittim. Sabah daha kalabalık oluyormuş ve daha çok çeşit oluyormuş ama yine de herşey gayet güzel görünüyordu. Ben organik zeytinyagı (tadına orada baktım gerçekten müthişti), toz halinde sebze çorbası (taze sebzeler kurutlarak yapılmış, tarhana gibi pişirilen, biraz tembel işi) ve de mis gibi kokusuna dayanamadıgım naneyi aldım. Yakın olsam ya da uzun süre elimde taşımayacak olsam, sebzeler, peynir, yogurt da çok güzel görünüyordu. Ayrıca benim baharatlarım Adanadan taze geliyor ama olmadıgı dönemde marketten almak yerine pazardakiler çok daha güzel görünüyordu..
2 haftadır Haliç'in üzerinde kürek çekiyorum. Hava güzelleşti diye günlük yürüyüşlerime başlamıştım uzun süre önce ama onların pek bir faydası olmadı her tarafım tutuldu, ama inanılmaz keyifli. Hele ki de akşamları olan antremanlarda manzara muhteşem. Bugun de sabahtan gitmiştim, blogumu boş bırakmayayım dedim gelince, ama bana müsaade kas gevşeticimi içip biraz dinleneceğim, Pazartesine yorgun başlamak istemiyorum:))
bende gitmek istiyorum , herşeyi doğal ve taze olarak görüp almak ayrı bi keyif olacaktır.
ReplyDelete