20 October, 2011

İlk aşk- Flipped


Bu filmi daha önce ne duydum, ne afişini gördüm.. Tesadüf moviemax'de en başına denk geldim de oturdum izledim. Ama siz eğer buradan duyuyorsanız bi yerden bulun izleyin:) Son zamanlarda izlediğim en naif filmdi.. Tanıdık bir oyuncu yok, ama çok tanıdık bir konu var, ilk aşk. Bu konuyu da 2 farklı taraftan dinliyorsunuz..Oyuncular da oldukça başarılı ayrıca..


Bryce'ın mahallelerine taşınması ile Julie'nin değişen hayatı. Aşkı, anlatış ve yaşayış biçimi ile Bryce'ın Julie hakkındaki düşüncelerinin neden bu kadar farklı olabileceğini ailelerini de tanıdıkça anlıyorsunuz.. Julie'yi o kadar sevdim ki ben.. Siz de seveceksiniz:)

İyi seyirler.

19 October, 2011


Bugün sabahtan kötü bir haberle sarsıldık.. Önceki postum kurulu olduğundan otomatik çıktı blogumda ama 24 şehitimiz var bugün ve ben çok üzüldüm. Herkesin başı sağolsun.. Vatan sağolsun demek bazen o kadar da kolay değil. Koltuklarında rahat oturanlar için kolay belki.. Allah ailelerine yardım etsin:(

*Resim hürriyet.com.tr'den alındı.

32+5


Evet 32+5 teyim, birkaç gün önce çekildi bu fotoğraf, karnımın son halidir:) T-shirtlü olmam da sanırım bu havada ne kadar sıcakladığımın bir göstergesi.. Zaten öyle üşüyen bir insan değildim, şimdi 2 kişi olunca vücut ısımız iyice arttı.. Onun dışında kiloya bakarsak +12 kilodayım.. Düşündüğümden biraz fazla ama yapacak birşey yok, artık çok hızlı hareket edemiyorum, yürüyüşe biraz üşeniyorum:( Yapmamam lazım biliyorum ama bu hafta biraz daha üzerine düşeceğim:) Bu arada yarın bizim evlilik yıldönümümüz.. Zaman ne kadar çabuk geçiyor, 4 yıl oldu bile:) İnşallah 40 yıl da olur:)

18 October, 2011

Realist gurme



Bugün sizlere bir blogdan bahsedeceğim.. Kendisi benim ilk işyerimde kısa bir dönem birlikte çalıştığım ama hiç kopmadığım yakın bir arkadaşım.. Yemek yemeyi seven bu arkadaşım dünyaya ve insanlığa açılarak gittiği ara sokaklardaki salaş mekanları anlattığı bir blog yazmaya başladı:)

Ben severek okuyorum, hem ağız sulandırıcı mekanları hem de samimi yazı dilini, eğer siz de göz atmak ve İstanbul'daki salaş lezzetleri kaçırmak istemezseniz buyurun buraya:)

16 October, 2011

Lohusa tacım



Nazo'nun yaptıklarını hep çok beğenmişimdir hep lohusa taçlarına bakınca ya bir arkadaşıma hediye etmek için ya da ilerde bi gün kendime, mutlaka alacağım derdim.. İşte kendime aldım:) Yavaş yavaş hastane çantasını hazırlayacağım o yüzden tacım da gelsin artık dedim. O kadar güzel modeller var ki en sonunda zorla bunu seçtim ama aklım birçoğunda kaldı:) Kargom geldi, çok güzel bir hediye paketi ve yanında cici hediyeleriyle birlikte.. İnanılmaz mutlu oldum.. İşyerindeki arkadaşlarım da bayıldı, çok orjinal buldular. Fotoğraf cep telefonumla çekildiğinden çok net değil ama daha da geciktirmeden taze taze post edeyim dedim:)

Eline sağlık Nazo..

13 October, 2011

Born 2011



Yine günler anlayamadığım bir hızla geçiyor.. İşyerinde çok yoğun çalışıyorum, yoruluyorum, yemek- ev işi, uyku, evde ders çalışma.. (online bir sitede İngilizcemi geliştirmeye çalışıyorum) derken nasıl oldu anlamadım ama artık 32 haftamız bitti, bu hafta doktor kontrolü yaptırdık ve minik kızım 2 kg 65 gram olmuş:) gittikçe büyüyor ama son ziyaretlerimizde eli sürekli yüzünde, saklanıyor bizden:) Biz de merakla, sabırla geleceği günü bekliyoruz:) Yukarıda da geçen hafta H&M'den aldığım bodysi. Öyle güzel şeyler vardı ki, hiç çıkamaycağım sandım.. Neyse 6 parçadan sonra frenledim kendimi:) Aralık'ta gelecek minik Koza, son aydan da olsa 2011 e yetişiyor:)

09 October, 2011

Online market alışverişi


Online alışverişi çook uzun süredir yapıyorum, ama hiç market alışverişini online yapmamıştım..Hem markete gitmeyi sevdiğimden, hem de denk gelmediğinden diyelim. Ama şu hamilelik sürecinde sağolsun sevgilim beni tek markete göndermiyor ağır taşımayayım diye, e mecbur birçok şey için onu bekliyorum.. Çalışma saatlerimizin de çok ters olduğu düşünülürse haliyle zor oluyor bazen.. Sonunda Carrefour'dan online market alışverişi yaptım ve oldukça memnun kaldım.. Meyve, sebze, et vb gibi şeyleri yine kendim giderek market-pazardan alırım ama özellikle deterjan, temizlik malzemeleri, kuru bakliyat, yağ vb gibi malzemeleri bundan sonra kesinlikle web sitesinden satın alacağım. Bir kere zamandan kazanıyorsunuz, ağır poşetleri kaldırmamış oluyorsunuz, yine fiyat karşılaştırabiliyorsunuz, kapıda ödeme yapabiliyorsunuz vb.. Denememiş olanlara tavsiye ederim, oldukça pratik:) Normalde eve yakın Migros var ve hep oradan alışveriş yapıyorum onların da online satışı var, belki bir sonrakinde de onu denerim:)


Fotograf buradan..

04 October, 2011

30+5


Bu hafta meselesi de yaş sorunu gibi bişey ben 30. haftadayım diyorum ama galiba 31. haftanın içinde oluyorum, yaşta da gün aldığın ya da bitirdiğin söylenir yaa. Herneyse karnımın son durumu budur 30 hafta 5 günde.. Bana o kadar büyük görünmese de şimdi fotoğraftan baktığımda gerçekten büyümüş:) Kilo itibariyle en son 9 kilodayım, haydi hayırlısı.. Fena gitmiyoruz sanki.. Şimdilik ayaklarımda filan da şişme pek yok, sadece çok ayakta kaldığım 2 gün akşam eve gelince rahtsız oldum onun dışında çok şükür keyfimiz yerinde. Bu hafta dikkatimi çekecek kadar hareket var karnımda.. Genelde geceleri daha çok hissediyordum ama bu hafta gündüz bile hiç durmuyor kızım:) Hatta işyerindeki arkadaşlarım özellikle ben süt içerken karnımdaki tekmeleri çok net hissediyorlar.. O tekmeleri atan minik ayakları biran önce öpmeyi o kadar çok istiyorum ki.. Kavuşmaya son 10 hafta..

Haftaya 32. haftam dolunca çalışmaya devam edebilmek için rapor alacağım. Sanırım 37. haftaya kadar da işte güçteyim.. Bu hafta yine alışverişe devam, hala pek birşeyin yok kızım ama yakında odan da hazır olacak ve seni bekliyor olacak inşallah:)

02 October, 2011

Bebek alışverişleri vol 1



Artık yavaş yavaş başladım tabii, sabahları ilk iş unnado'ya, limangoya  bir bakınıyorum güzel birşeyler var mı diye? Buldukça da sepetime ekleyip alışveriş listemden çıkarıyorum:) geçen hafta bu şirin bornozu, birkaç tane çorap ve Avent'in biberon ve emziğini aldım.. Bi de bunları alırken limangoda Prima nın yenidoğan bezi seçeneği çıktı e almışken onu da atayım sepete dedim:) Daha listemde silecek çook şey var ama sırayla gidiyoruz bakalım, gereksiz, kullanılmayacak bişey almak istemiyorum.. Bazen linkini anneme mail atıyorum fiyatı nasıl diye, onun da onayını alıyorum :) Hediye gelen bazı eşyaları da var, onları da bir ara fotoğraflayıp eklerim buraya.. Bu haftalarda da odasına bakacağız artık minnoşun.. Güzel heyecanlardayız..

01 October, 2011

Millenium serisi


Heryerde konuşuldu, sürekli yazıldı, çizildi.. Filmi de çekildi çoktaan izlendi.. Ama ben bunların hepsine kayıtsız kalmıştım bugüne kadar.. Taa ki bir arkadaşımın elinde görene kadar. Kendisi okumuş bitirmiş, e hadi ben de okuyayım bari dedim. Deyiş o deyiş.. Gerçekten elimden bırakamadım. İlk kitabın ilk sayfalarında bırakmazsanız kitapları bir daha elinizden bırakamıyorsunuz.. Oldukça akıcı kendimi kitaba öyle kaptırdım ki. İlk ikisini de 1er haftada neredeyse sadece serviste okuyarak bitirdim, yolculuk sona erince üzülüyordum o derece yani:) 3. kitabı ise bugün aldım bakalım bu nasıl bir etki yaratacak.

Konuya kısaca bakarsak Henrik Vagner 35 yıl önce ölmüş olan yeğeninin katilini bulması için gazeteci Mikael Blomkvist'ten yardım alır. Mikael 'in de karışık bir dönemine denk gelmiş olduğu için çok da ümidi olmayrak bu yaşlı adamın teklifini kabul eder. Bu arada yolları Lisbeth Salander ile kesişir ve birlikte çalışmaya başlarlar.. Kitabın 2. si çok daha farklı Lisbeth'in hayatından korkunç kesitler var..

Aslına bakarsanız şu hamile halimde okunur muydu bilmiyorum çünkü bende okurken katilleri merak etmekten kendimi alamıyorum, neyseki film değil de kızım görmüyor, ama hissediyor mudur acaba.... 3. yü de bitireyim bundan sonraki ilk kitabım şöyle mutlu, huzurlu sakin birşeyler olacak.. Önerilere de açığım hatta:))
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...