30 June, 2008

İşte geldim burdayım..



Çok yogun geçirdigim 2 haftanın ardından döndüm bloguma... Önceki hafta 1 gün dışardan yemek yemiştim onda da zehirlenmişim, tüm gecem hastanede geçtigi gibi sevgilimin ısrarlarıyla sonraki 2 günüm de yatakta geçti.. Sonra da zaten tövbe ettim yaz sıcagında dışardan çok fazla yememeye..Gerçi mecburi bir dinlenem oldu benim için.. Malesef haftasonunun nasıl geçtiginiz heralde bir ben anlamıyorum.. Bi türlü dinlenemeden Pazartesi başlıyor:) Neyse işte bu mini hastalık döneminde bol bol film izledim. İçlerinde en begendigim ise Prestij oldu.Film aylardır benle durmakla birlikte kapagı hiç çekici gelmiyordu ve filmi veren arkadaşımın çok ısrarı da nedense daha da beter itmişti beni ama sonunda oturdum ve izledim:) (Tabi bunda Hugh Jackman'ın katıldıgı Martha Stewart Showu izlemenin katkısı da yadırganamaz.) Prestij bir sihir hikayesi.İki sihirbazın birbiriyle yarışı.. Bir sihirbazlık gösterisi 3 bölümden oluşuyormuş. 1. bölüm giriş bölümünde gösteri başlıyor yapılacak numarayla ilgili nesne ortaya çıkıyor ve seyirciye sunuluyor(örnegin bir kuş) 2. bölümde bu nesne ortadan kayboluyor. 3. bölüm ise işte en önemli bölüm: Prestij.(kaybolan nesneyi geri getirme).. Çok çok çok begendim... Mutlaka izleyin:)




Geçen haftam ise çalışmak çalışmak ve çalışmak üzerine kurulmuştu.3 yıldır izin almayan iş arkadaşım izin aldı ve onun işlerini yapmaya çalıştım.(düşünün onun üzerine bu kadar zamanda düşen sorumlulukları) Bazen ellerim titredi ama hayatımda atmadıgım kadar mail attım, karar verdim, eve iş getirip çalıştım vs. Haftasonu da çalıştım ama Pazar günü Veliefendi'de Gazi Koşusuna gittik, bütün yorgunlugum geçti:) Hava da çok güzeldi. Ve ben hayatımın 2., Gazi Koşusu olarak da ilk kez at yarışı izledim. Çok acemi sorularımla belki bunalttım kocamı ama olsun:)

19 June, 2008

tasarruf

20 Haziran Cuma gunu saat 21.00 de 10 dakika boyunca isiklari kapatacagiz, siz de destek olursunuz dimi:)

14 June, 2008

Dire Straits


Dün akşam Kuruçeşme Arena'da Mark Knopfler'in konseri vardı ve hayatımda izlediğim en mükemmel konserdi. Bu kadar güzel sesler duymadım ben daha önce.. Sanki arkadan cd çalıyor da sahnede playback yapıyorlardı. Tüm enstrümanların sesini o kadar net o kadar dogru alıyorduk ki. Hiç bitsin istemedim:( Sahnedeki herkes o kadar profesyoneldi ki. Bilemiyorum bir daha böyle bir konser izleyebilir miyim? Mark Knopfler kadar kemancısı da dikkat çekti çünkü kendisi keman dışında flüt, yan flüt ve gitar da çaldı ve hepsini gayet de iyi çaldı.Knopfler de en az 8-9 kere gitar değiştirdi. Konserde 'Money for Nothing' çalmaması gelen herkesi hayal kırıklıgına uğrattı ama ' So far Away'i çalmaları bana yetti şahsen:) Romeo and Juliet'i yanımda sevgilim olmadan dinlemek beni üzse de mükemmel bir gündü:))

10 June, 2008

İş-güç

Şu anda Donald Trump'ın 'Başarıya Giden Yol'unu okuyorum. Zamanında çok okumuştum kişisel gelişim kitabı ve artık hepsinin aynı şeyleri yazdıgını düşünüyordum, hala da öyle düşünüyorum ya... Ama tekrar etmenin kimseye bi zararı yok dimi:) Bazen morale ihtiyac duyuyorum..


İşte oradan bir bölüm çok hoşuma gitti burada olsun istedim..


...'Çoğu insan başarısızlıktan korkar; o yüzden de hiçbir işe el atamaz. Hayal kurabilir, konuşabilir, hatta plan da yapabilir, ama parasını ve çabasını o iş için seferber etmesini gerektiren kritik adımı atamaz. İş yaşamında başarılı olabilmeniz için risk almanız gerekir. Başarısız olsanız bile, öğrenmenin yolu budur.Buz üzerinde düşmemiş Olimpiyat buz patencisi hiç olmamıştır ve olmayacaktır. Patenciler becerilerini, başkalarını izleyerek ya da konuşarak değil, yaparak ve düşünerek edinirler ve hareketlerinde de öyle ustalaşırlar'....

Bir gün cesareti toplayıp kaymaya başlamak umuduyla:))

08 June, 2008

Lost


Kendimi kaybettim son günlerde, internete giremiyorum gazete okuyamıyorum, bloguma yazı yazamıyorum, yemek pişirmiyorum.. E boş da durmuyorum.....


Aile bireylerimin çok büyük bir kısmı Istanbul'da, onları gezdirmek meşgalem..Hı bir de çalışmakk:(

* Ayaklarım su topladı yürümekten. Ödül olarak şu dondurmayı hazırladım kendime:)

01 June, 2008

Elişi

Savaş haberileriyle dolu
renkli gazete sayfasını
katlayıp bir çocuk üstüste
kesiyor özene bezene
elindeki makas ile
Ve insanlar oluşuyor kağıttan
tutuşmuşlar elele..


Sunay Akın (Makiler, sf. 33)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...