27 May, 2008

Yeni yazı




Aklıma sürekli bir şeyler geliyor yazmak üzere. Ama döndük ya işte başladı koşuşturma-telaş..Bir günün nasıl geçtigini bile anlamıyorum burada. Oysa Adana'da günler o kadar uzundu ki.. İstedigim her yere gitme, herkesle görüşme fırsatı buldum..

Arkadaşlarımı çok özlemiştim. Tam doyamadım tabi ama görüştük vır vır vır kaldıgımız yerden devam ettik konuşmalara. Zaten Adanadaki arkadaşlarımda (dostlarımda) en sevdigim şey bu. Araya ne kadar zaman girse, ne kadar farklı ortamlarda vakit geçirilse de görüştügümüzde sanki dün görüşmüşüz gibi devam edebiliyoruz. Neden sen beni aramadın, ben daha çok aradım vs vs gibi sitemlerde asla bulunmadan.. O yüzden her gittigimde (her görüştügümüzde) böyle insanları tanıdıgım için birkez daha şükrediyorum:)






Tabi gitmişken bol bol yemek de yedik. Kebabı saymıyorum bile artık.. Ama midem dolu olmasına ragmen Adnan Menderes Bulvarına gidip sıkma yemeden duramadım.... Söylemeye utanıyorum ama onun üzerine de şırdan yedim.. (evet biliyorum çok pisboğazım) Yanda sıkmacıda çektiğim fotograf var. (bir dahaki gidişimde ona da götürmeye söz verdim:) Ama şırdan fotografını buraya koyup göz zevkinizi bozmak istemiyorum.





Neyse efendime söyleyiim, ben öyle özlemişim ki havasını sokaklarını insanlarını. Tüm sokaklara girdim çıktım.. Gülerek baktım etrafa.. İnsan kaybedince anlıyor tabi bazı şeylerin kıymetini...

19 Mayıs törenini izlemek için stadyuma bile gittim. (Benim minik kuzenlerim buyudu de gösteri yaptılar:) Ama malesef 20 yıl önceki törenlerle hiç bir farkı yoktu törenlerin. Hala aynı şiirler okunup aynı konuşmalar yapılıyor. Sesi zor duyulan bir mikrofondan anlaşılmayan bir gürültü duyuluyor. Tek farkı akşam 7 de başlamasıydı. Biz yanardık sabah öğlen güneşinde. En azından bu mantıklı bir karar olmuş. Onun dışında ülkemizdeki herşey gibi kutlamalarımızda da bir ilerleme olmamış..
Adanaspor da 1. lige çıktı. Uzanların batırdıgı takımın tekrar hayata geri dönmesine sevindim:) Hatta Adanaspor store açılmış, alışveriş bile yaptım..




Son olarak da gitmeyi en sevdigim mekanlardan biri var. Yine en eglenceli dakikalarımıza ortak oldu U.p.town.. Oradan bir fotograf ekleyerek noktalıyorum yazımı..







P.s. Acilen aldıgım kilolarımı geri vermem lazım:)

24 May, 2008

döndüm




Evet döndüm...











Bu kahvaltıyı, bu manzarayı, ailemi, kebapları,arkadaşlarımı geride bırakıp geldim yine. Ama sevgilime ve evimize geldim. O yüzden mutlulugum sürüyor.. Doping alıp döndüm. Oralardan sıcakları getirdim.. Ve yazlıklarımı çıkarıyorum, kazaklarımı kaldırıyorum.Ve diliyorum ki: kocaman bir gardrop olan bir giyinme odam olsun. Bıktım ben bu hurç işinden.


Toparlanıp gelicem:) Özledim blogumu:)

16 May, 2008

Gidiyorum

Adana'ya, kebap-sirdan yemeye, ailemi gormeye, kuzenlerimle kudurmaya, arkadaslarimla gezmeye, Adanaspor'u kutlamaya, sokaklarinda ozlem gidermeye, fotograf cekmeye, sehri koklamaya gidiyorum..

Donunce gorusuruz:)

10 May, 2008

radyo


Bazen işyerinde yaptıgım işler o kadar rutinleşiyor ki kulagıma kulaklıgımı takmaktan alıkoyamıyorum kendimi. (neyseki böyle bir şansım var:) Bilgisayarımdaki sarkılardan sıkılınca da yayınonline'den radyo dinliyorum. Genellikle Radyo Odtü, sabahları (Alem FM'den Nihat Sırdar), Mydonose en cok dinledigim radyolardı. Ama yaklasık 2 ay önce Açık Radyoyu kesfettim ve neden daha önce dinlememişim diye kızdım kendime, hemen mp3 playerima da kaydettim 94.9'u.. Aklıma gelen ve bu radyoda program olmayan hiçbir konu yok.. İnanılmaz çeşitli programları var, programcı insanlar konuya hakimler ve Türkçeleri çok düzgün. Kısaca her ama herkese hitap edecek bir program mutlaka var.. Benim favorilerim, 60larda listeye giren müzikler, Açık Gazete (her sabah), Sinefiller (cuma günleri ögleden sonra), Toprak Ana (konuyla pek alakam olmamasına ragmen ilgimi çekiyor), flamenko programı var (sanırım ispanyol birisi sunuyor kırık bir Türkçe'si var ama eglenceli) , Cumartesi günleri de klasik gitar programını ve Naim Dilmener'in sundugu pop müzik programını çok seviyorum.
Bunlar dışında çocuklarla, kadın haklarıyla, bilişimle, mimarlıkla, hukukla, evde beslenen hayvanlarla (pet kelimesini pek sevmiyorum), klasik müzik, Türk Sanat müzigi ve de aklınıza gelebilecek bir çok çeşit müzigin yer aldıgı programlar, Taylan Biraderlerin sundugu sinema müzikleri vs vs ne ararsanız...
Amma reklam yaptım bende, ama gerçekten iyiler, bende yazmayı borç bildim:)
Dinleyin. dinletin...

06 May, 2008

günler

Herkes aynı hikayede...

04 May, 2008

Kiralık

Bir insan neden ev aramadıgı halde ev bakar? Bizim buralarda yürürken kiralık bi ev görünce aa ne güzelmiş diyorum.. Hele de emlakçıdan degil de sahibindense daha da seviniyorum. (sonra da bana ne diyorum) Neme lazım aklımda bulunsun.. Ama bugun çok yakın arkadaslarımızın bizim buraya taşınacaklarını ögrendik ben hemen aklımdakileri saydım.. (bakın işe yaradı. ) Daha önce de bi arkadasıma ev bulmustum, emlak işine mi girsem. Ne dersiniz:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...