20 December, 2006

allright

Yine uzun zaman oldu dimi.Sanki 1-2 gün önce yazmışım gibi geliyor ama bi bakıyorum 10 günden fazla olmuş yazmayalı.zaman öyle çabuk geçiyor.Yılbaşı geliyor işte ama benim içimde geçtiğimiz yıllardaki kadar heyecan yok.Belki yaklaştıkça daha iyi hissederim bilmiyorum.Hem daha o gün ne yapacağımız bile belli değil.son bi kaç haftadır izin günlerim hastanede geçiyo belki o yüzden sıkıldım böyle.Özel sigorta benden ameliyatımla alakalı çeşitli belgeler istedi.Varya bu ülkede dürüst olmak problem.Yani bişe söylemeyenlerde bi problem yok.Ben malesef dürüst olduğum için bi sürü işle uğraşıyorum.bi de bi günkü randevum gece 11 deydi ki iyice cinler tepeme çıktı yaa.Böyle bi şehir işte burası sabahın köründe hastaneye gidiyorsun sana gece 11 de randevu veriyorlar.Hemde özel hastane, hemde hafta içi.Bööyle işte.Hayatımdaki gelişmeler bunlarla sınırlı.Hala bitmedi işlerim, kan alınıyor, tahlil yapılıyor vs. vs. Umarım yılbaşım iyi geçer.Geçen seneyi o kadar özledim ki.2006 yılbaşım o kadar güzeldi ki...

07 December, 2006

yazamamıştım

yine yazamıyordum çünkü bilgisayarın başına oturmak için geç saatlere kaldığımdan hep uykuma yenik düşüyorum.Ama neyse artık öyle yapmicam.Tüm hayatımı daha düzenlemeye, zamanımı daha verimli kullanmaya çalışam.Ziraa ilerde bu yazdıklarımıokumak istiyorum ve böyle giderse bi anlamıolmicak.Yılbaşı yaklaşıyor.Bende baþka bir þehirde olmama rağmen yılbaşını ve doğum günümün yaklaþmýþ olması sevinciyle moralim yerinde.Heryer süslenmiş, kırmızı ve yeşil. Bende geziyorum bolbol.Arkadaþlarým geldi Adana'dan ve benim de hafta içi off olmam sebebiyle birlikte istanbul'un nimetlerinden yararlandık.Dün oziyle birlikte ortaköyde güneþe sırtımızı verip dedikodu yaptık.Kendimi küçükken gittiðim piknikte gibi hissettim.Dönüþte güneþin ve temiz havanýn verdiği yorgunlukla gözlerim kapanıyordu:) Ama yıkılmadık ve taksimi de gezdirdim ona bütün pasajlara girdik, alıþveriþ yaptık.Genelde o yaptı:)) Ee tabi insan buraya sadece gezmeye gelince alıþveriþ yapıyor.Burda yaþarken sadece kira ve yol parası ödüyor, bi de bu kadar güzel eþyaların içinde nefsine hakim olmayı öğreniyor!!!!!Bu arada akşamında da taksimde arkamdan birisi yüzümü kapadı ve aklýma gelen 2 kişiden birisi olan bir lise arkadaþýmla da karþýlaþtýk ve uzun süre sonra kalabalık bir grupla nevizadeye gittik:))
Bugün yine çalışıyorum.Telefonlara bakıyorum, insanlara dert anlatmaya çalışıyorum:)) Ama mutluyum.Bu arada uzun süredir can yayınlarından aldığım kitaplarý bitirmeye çalışıyordum ve o yüzden de kitap konusunda yorum yapamýyordum.Sonra zaten yorulduðuma ve kendime eziyet etmemem gerektiðine karar vererek en son okuduðum, hastanede geçen bi kitabý (yolculuk, fransýz bi yazarýn) bir köþeye kaldýrarak Leyla'nın evini okumaya başladım.Bitmek üzere.Ve çok hoþuma gitti kitap.Eski Ýstanbul hanımefendisi Leyla Hanımdan bahsediliyor kitapta.Cumhuriyet döneminde yazılmıþ bir adab-ı muaþeret kitabından alıntı yapmak istiyorum:

"Vapurda, trende, tramvayda, tünelde hülasa bütün nakil vasıtalarında yanınıza rastlayan bir bayaný öyle yiyecek gibi süzmeyiniz.O bir moda mankeni deðildir ki üstünü başını seyredesiniz."
"Bilhassa yaz aylarında gezip tozduktan sonra trende veya vapurda otururken ayağınızı sıkan veya nasırınızı acýtan iskarpininizi usulcacıçıkartýyor ve havalandırıyor musunuz?Bu adi hareketi yapmaya canınızın yanmasını tercih ediniz."
Ve kadınlar için de bunlar gibi kurallar var.Taa 1920 lerde yazýlmıþ kurallar.Bu konuda çok da fazla yorum yapılamaz aslýnda ama aradan 80 yýl geçmesine rağmen aynı þekilde, hatta daha kaba insanlarla bir arada yaþamamýz ne kadar üzücü.Öyle çok isterdim ki o yýllarda yaþamayý...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...