27 January, 2008

Hersey Sevgiyle Baslar

Bülent Ortacgil sarkısı eşliginde post yazınca baslıgını da bu sekilde koydum ama uyumlu da oldu hani.Aslında yemek ve pastayla ilgili bi şeyler yazıcam. Ama yeni bir kac püf noktası keşfettim, herkesin önceden bildigi bişey aslında :anladım ki gerçekten 'emek olmadan yemek olmaz' lafı ne kadar dogruymus.Uzun yıllardır yemek yapıyorum aslında ben, annem yıllardır calıstıgından evin küçük annesi bendim:) Pasta filan yaparken de zaman konusunda hep sıkıntı oldugundan küçük ayrıntılara çok da fazla önem vermezdim açıkçası.( Yagı önceden çıkarmak, unu eleyerek eklemek vs vs)


Sonra pasta konusunda birçok şeyi uygulamalı olarak sevgilimin annesi ögretti:) Universiteyken onlara gittigimde ev hanımı bir annenin evindeki kokuların özlemini de giderirdim böylece..Yedigim nefis pastaların yapılışını da hep ögretmiştir sagolsun.. Ee şimdi o yuzden sevgilime yemek, pasta yaparken deneyimliyim bu yüzden:)Her haftasonu çok özenerek bir yemek ya da pasta deniyorum..


Geçen hafta onun çok sevdigi elmalı tart pişirdim. Hem de çok özenerek, tüm püf noktalarını uygulayarak.. Gerçekten de şimdiye kadar yaptıgım en güzel tart oldu.. Pisi de parmaklarını yedi:)) İşte bu yüzden her işte oldugu gibi yemek yaparken de, özenerek yapınca tadı bir başka oluyor.(aynı malzemeleri koysak da !)


İşte M.annemin tarifiyle benim tartım:))


Malzemeleri:
2,5 su bardagı un
2,5 fincan toz şeker
1 yumurta
1 pkt margarin
1 pkt kabartma tozu
Limon kabugu rendesi

Harcı için: Elma rendesi (ben 3 tane kullandım)
Ceviz
Kuru üzüm (ben koymadım)
Tarçın
Toz şeker


Hamuru yogurduktan sonra ikiye bölerek yarısını yaglanmıs yuvarlak borcama serip üzerine harcı ekleyerek diger yarısını da kafes şeklinde (ya da rendeleyerek) üzerine ilave edip 170 derecede 35-40 dakika pişiriyoruz.Fırından çıkınca üzerine pudra şekeri serpip afiyetle yiyoruz:))



Üstüme gece cokmus
Ama içim ışıl ışıl
Beklerim ta sabaha kadar
Beklerim de
Geceyi değiştiremem
Gecenin gücü beni aşar
Herşey anını bekler


Hadi gel senin zamanın artık
Yürüsene benim ile
Hadi gel senin zamanın artık
Senin zamanın artık*


*(Bülent Ortaçgil- Nükhet Ruacan yorumuyla)

23 January, 2008

Stacey Kent


Biraz gec oldu ama tesadufen kesfettim kendisini..Insanin icini oksayan bir sesi ve sarkilari var.


Ben cok sevdim:))




***What a wonderful world yorumu da guzel:))

21 January, 2008

Neler oluyor?

Yine uzun suredir guncelleyemedim blogumu, bu surecte olan gelismeler sunlar oldu ki:

16 Ocak'ta İspanya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda bir açıklama yapan Başbakan RTE, türban tartışmaları için, ''Türkiye hala bu sorunu çözemiyorsa, bu özgürlükler noktasında ciddi sıkıntıdır. Bunu beraber aşarız. Yeni anayasayı beklemeye de gerek yok. Bunun çözümü çok kolay. Otururuz beraberce mutabık kaldığımız bir cümleyle bu çözülür" dedi.
(Uzuldum)

Ecevit'in arsivinden cikanlar:1961'de askerler Kürt sorununa çözüm üretmek üzere bir "Doğu Grubu" oluşturdu. Bu grup, bir "Doğu Raporu" hazırladı. Yıllar sonra, o koalisyonun Çalışma Bakanı Bülent Ecevit'in arşivinde bulunacak bu belgedeki "yapılacaklar listesi"nde göç önerisi vardı: "Bölgenin, kendilerini Kürt sananlar lehindeki nüfus strüktürünü Türk lehine çevirmek için, Karadeniz sahillerindeki fazla nüfusla, memleket dışından gelen Türkleri bu bölgeye yerleştirmek, kendilerini Kürt sananları bölge dışına hicrete teşvik etmek..."
(Daha bu sorun ne kadar surecek, kac kisi olecek, ne zaman cozum bulunacak acaba)

(Yeni satilan iktidar yanlisi kanalda cekilen diziye son verildi. Sinekli Bakkal dizisi yayindan kaldirildi basrol karakteri takkeliymis..Kimse bu olaylarin 1920 lerde yasandigini goz onune almiyor, cunku gunumuzde Istanbul'da hala takkeli insanlar var malesef..)"Şemsi İnkaya şöyle konuştu: "Durum mahalle baskısından sonra artık kanal baskısına döndü. 5'inci bölümünden sonra zaten dizinin bitirildiğini öğrendim. Yöneticilerin akılları başlarına diziyi izledikten sonra gelmiş. Bu kadar yıldır oyunculuk yapıyorum, bu durum çok acı geldi. Halide Edip Adıvar gibi bir yazarın 1920'li yıllarda geçen, kadın haklarını koruyan bir hikâyesini çekiyoruz ve bize 'Hayır' diyorlar. Demek ki, o dönemden bu döneme hiçbir şey değişmemiş."
(Diziyi izlemiyorum ama cok komigime gitti bu haber, olabilir mi boyle bisey.. Tabi kimse izlemesin takkeli insanlari, acaba gercek hayatta yakinda daha fazla gorecegiz bunlari etkilenmeyelim diye mi??)

"Youtube yine kapatildi, sanirim tekrar acildi (emin degilim)"

"Borsa endeksi dustu, dolar yukseldi, piyasalar her zamanki gibi altust"

"Buyuk bir haber sitesi turbanla ilgili bir anket yapiyor, sonuclar ne kadar guvenilir bilemem ama korkunc oldugu kesin" (Isterseniz siz de oy verin Haberturk'te)

"Dusen Isparta ucagindan sonra hemen hergun gazetelerde ucaklarla ilgili bir haber var: Ucak ker temizleme aleti yuzunden piste inememis tekrar havalanmis, ucak istanbul'a geri donmus, baska bir ucakla ucusa devam edilmis vs vs vs"

"Zaten birbirini vuran vurana hergun.Karisinin sevgilisi kocayi olduruyor, kocasinin sevgilisi katil tutuyor vb"

"Kus gribi geri donebilirmis"

"31.12.2007 itibariyle nufus sayimi aciklandi ve Istanbul nufusu 12 milyon cikmis.(Acaba kayitsiz olan nufus kac kisidir?)"

Neyse sabah sabah icim karardi blogumu da kararttim ama napiimmm, karanlik gunler yasiyoruz:(

14 January, 2008

Fuar ve Adana




İstanbul, Bursa ve İzmir’de her yıl kitap fuarları düzenleyen TÜYAP, geleneği 15 Ocak’ta ilk kez Adana’ya taşıyacak. 100 yayınevi ve 300 yazarın katılacağı Çukurova Kitap Fuarı’nda söyleşi, panel, sergi, şiir dinletisi gibi toplam 60 etkinlik yapılacak. Altı gün sürecek fuarın tamamına katılacaklar için Adana; Seyhan Nehri ve Gölü, tarihi evleri, nehir kıyısındaki yürüyüş yolları, şırdancıları, kebapçıları ve ciğercileriyle güzel bir gezi vesilesi. (Hürriyet Gazetesi, cuma eki..)

Düşündüm de, yıllar önce kardeşim İstanbulda okurken buraya geldigimde, saldırırdım her yere gitmek, her faaliyeti görmek için..Birinde Kanlıca'dan Tüyap kitap fuarına gitmiştik..Coook uzun bir yolculuktu.Ama degmistii.. Cok guzel kitapları cok ucuza almıstım..Hele de hafta içi bir gün olması, cok kalabalık olmayan bir ortamda saatlerce kitapların arasında gezme zevkini yaşatmıştı bana..Gazetede okudum, bu yıl ilk defa Adanada olacakmış kitap fuarı, keşke orada olsaydım da gidebilseydim..2 yıldır burada yaşıyorum ama daha önce misafir olarak geldigim kadar gezemiyorum...İşte küçük şehirde yaşamanın ayrıcalıkları bir başka güzel:)






*Bi kere gün içinde bir çok plan yapıp, bir çok yere gidebiliyorsunuz.

*Trafik nedir bilmiyorsunuz..
*(Özellikle de İstanbulu gördükten sonra) Hiç bir yer kalabalık degill..
*Herşey çok daha ucuz..(Gerçi giyim konusunda buraya haksızlık yapmayalım)
*Yeşil alan çok daha fazla..
*Herhangi bir etkinlik oldugunda (tiyatro, konser vs.) hemen haberiniz oluyor.Gitme şansınız buradakinden çok daha fazla oluyor..(Sevdigim bir çok ünlü her hafta bi yerlerde sahneye çıkmasına ragmen daha neredeyse hiçbirini izlemedim, ama Adanadayken öyle miydim:( )
*Gittiginiz kafe sayısı çok fazla olmadıgı için bir çok yerde tanınıyor ona göre bir hizmetle karşılanıyorsunuz.
*Alışveriş merkezi buralara göre az oldugundan mecbur dışarda plan yapıyorsunuz..
*Bir çok yere yürüyebiliyorsunuz..
*Daha anlayışlı insanlarla bir aradasınız..(büyük şehirlerde herkes patlamaya hazır bir bomba)
*Arkadaslarınızı ve akrabalarınızı daha az aksatıyorsunuz.
*Kendinize daha çok vakit ayırabiliyorsunuz.
*Yolda yürürken birileriyle karşılaşma olsılıgınız çok daha fazla..

Tabi bununla birlikte eksi yönleri de var, ama ben onları düşünmek istemiyorum:))
Adanayı özledim galiba yine.. (bir de kebabı - bulgur pilavsız olanından:))


**Ortadaki fotografı üniversitedeyken çekmiştim.Digerleri google'dan alınmıştır.

09 January, 2008

Honky Tonk Woman




Simdi bu baslik da ne, gecen postumun sonunda Rolling Stones'un bir parcasini koymustum ve bu kadar yorum yapilinca ben de yine baska bir parcasinin ismiyle baslik yazim dedim..(yine yorumlarinizi bekliyorum demek oluyor bu:))





Efendim dogum gunum gayet eglenceli gecti.Gunduz klasik olarak isyerindeki arkadaslarla pasta yedik.Aksam icin de saolsun biricik sevgilim ve kardesim bana guzel suprizler hazirlamislar.Cuma gecesi Bebek'teki Catz'e gittik, cok begendim, cok eglendim. Yemekler ve servis gayet guzeldi, yemegimin fotografini cekemedim cunku elektrikler kesikti..Sansima kufretmeye baslamistim ki sonrasinda geldi de yuzumuzu gorebildik.. Hava cok soguk oldugundan etraf bombostu..Trafik de gayet iyiydi, yani hersey yolunda bir dogum gunuydu aslinda benim icin..



Ayni aksamin gecesinde de hep birlikte 'Siki Dostlar' adli oyunu oynadik, tamamen komediydi...Oyunda oynayan her kisi hakkinda sorular soruluyor, siz de bilmeye calisiyosunuz, kim kimi ne kadar iyi taniyor onu anlamaya calisiyorsunuz ama cikan sonuclar cok sacma..Mesela bizim oyunda, o gece tanisan 2 arkadas birbirini cok iyi taniyor cikti!! Yani tamamen kisi hakkinda cikan sorulara bagliydi, cok sacmaydi ama biz cok eglendik...



Su yanda gordugunuz, biricik kardesimin bikmadan usanmadan dusunup hazirladigi calisma benim hediye paketimin uzerindeydi, ve bu resim benim dolabimi anlatiyor.Yillardir giyip vazgecemedigim ve bir turlu degistirmedigim basic esyalarim ve birakamadigim markalarimin logolarindan olusan bir calisma asmis uzerine, cok guldum..(altina da cook guldugum bi seyler yazmis, orasi da bana kalsin:))



Bu yil icin bazi kararlar daha aldim ki bunlardan biri de gardirobumla oynamak, basic esyalardan vazgecip, daha ucuk aksesuarlar almak.(tabi alirken, bunu neyle takarim, giyerim diye dusunmemek lazim ama bakalim uygulayabilecek miyiz)..Aslinda ben bu yil Italyanca kursuna devam etmeyi dusunuyordum ama hem yeni bir duzen kurdum, su anda maddi olarak sarsmasin hem de dinleneyim bir yil diye vazgectim. Ama naaaptimm? Dun spor salonuna basladiiimmm:)) Cunku bu yil kendime bakmaya karar verdim artik... Hem su calismaya (bilgisayar onunde oturmaktan baska bise yapmamaya) basladiktan sonraki kilolarimi veriim, hem de artik gobusume gule gule diyim istedim.. Isyerinden 4 arkadas gidiyoruz, ve umarim birbirimizi gaza getirip uzun sure devam ederiz. (Zira herkes cabuk skilirsiniz diyor, ama ben kararliyim) Bu arada dun kas, yag vs olcumu yapildi ve kas kutlem gayet iyi cikti, bu da bana ayri bir cesaret, guven bir sporcu havasi katti:)) Artik kimse beni tutamaazz....




Hem o aletlerde o kadar surunup ne kadar az kalori yakabildigimi gordukce, agzima lopur lopur attigim kalorileri dusunup vicdanim sizladi.. Simdi ogle yemeginden geldim, canim her zamanki gibi uzerine sekerli bir seyler istiyor.(cikolata, supangle vs vs)



...Hayir yemiceeemmm...

04 January, 2008

Yas gunum




Ben bugun dogdum:) Cook isim var yapmam gereken ama yine de icimde bir mutluluk var:))


Bu sarkiyi dinliyorum bi yandan da..



*Fotograf getty images'den alinmistir.

**Yeni yasimda yeni dilegim bu yil guzel fotograflar cekip blogumda sadece kendi fotograflarimi kullanmak:))

01 January, 2008

Yeni yıl


Insanın öğretmeninin doğa, kitabının insanlık ve okulunun yaşam oldugu bir gun gelecek mi?


Olacak mı öyle bir gün?

Halil Cibran (Vadinin Perileri isimli kitabından)




Herkese mutlu yıllar:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...