29 April, 2010

Bakhalar


Geçen hafta Muhsin Ertugrul sahnesinde Bakhalar'ı izledik. Keşke izlemeseydik mi deseydim:( İlk defa bir oyunda bu kadar sıkıldım.. Müzikleri, konusu, işleniş tarzı beni bayılttı, eğer 2 perde olsaydı ikinci yarıda izleyiciler arasında olmayacaktım:( Genel olarak şehir tiyatrosu oyunlarını pek izlemiyorum, denk gelmiyor, ama bundan sonra denk düşürüp izleyeyim dedim.. İlk oyun da bu oldu.. Hayırlısı:)) Neyseki çıkışta Sanat'a gittik de güzel mezeler ve buz gibi içeceklerle oyunun stresini attık:P

Bu arada oyun hakkında ayrıntılı bilgi almak isterseniz (hala bu yazıdan sonra ister misiniz bilmiyorum ama) tıktık ..

27 April, 2010

Kalori hesabı

Yaz yaklaşıyor, yaklaşık 1 aydır sıkı bir şekilde aksatmadan spor yapıyorum. Haftada 2 gün kürek çekiyorum zaten, onun dışındaki 5 gün de (bazen 4 gün olabiliyor:P) ortalama 45-50 dk yürüyorum. Ama tabii bunları yaptıgım için kendimi daha çok yemeye hak kazanmış gibi görüyorum. Baktım ki bu şekilde bi değişiklik yok, geçen yazdan 2 kilo daha fazlayım, ben de yeniden Mehtap'ın sayfasını en baştan okuyup gaza gelmek istedim. Geçen yıl uzun bi süre dediklerine uymuş ve 5 kilo vermiştim, ama devam edebildim mi, hayır.. Pazartesi itibariyle aynı programa harfiyen  uymaya başladım, elma çayımı da pişirdim:) Yine hedefim 5 kilo ama bu sefer kalıcı olmalı:) Ayrıca bazı başarı hikayeleri var ki sayfasında, gerçekten takdir edilesi. Eğer kilo vermek istiyor ama bi türlü programlayamıyorsanız buradan buyurun:)

20 April, 2010

Elimdeki kitaplar


Kapagına baksam, asla alıp okumayı düşünmezdim bu kitabı ama son Trabzon ziyaretimde sevgilimden okudugu kitapları eve taşımak üzere aldıgımda bunu çok beğendiğini öğrendim ve ehh hadi okuyalım bakalım dedim. Hiç de pişman olmadım. Film gibi kitap. Hatta bence fazla sürmez filmi de çekilir:) Ben bile sahnelerini hayal ettim kafamda. 4 farklı dalda ustayı bir araya getiren bir hikaye.Onları bir araya getiren Kukla Ustası her birinin zayıf yönlerini iyice araştırarak, reddedemeyecekleri teklifler sunup, kendi oğlunun intikamını almaya çalışıyor.  Kitaptaki kahramanlardan biri İstanbul'da bulunuyor. Bu da dikkatimi çeken bir başka nokta:)

İstanbul demişken, şu anda elimde Bir Nefes İstanbul var, çok sevdim onu da. Henüz bitmedi ama her cümlesini severek okuyorum:) Çok sıcak bir anlatımı var. Şiddetle öneririm..

15 April, 2010

Konser


Bob Dylan 31 Mayıs'ta İstanbul'a geliyor. Biletleri tükenmek üzere:( Acaba kalan biletlerden bizim de alma şansımız olacak mı:))


Everybody’s wearing a disguise
To hide what they’ve got left behind their eyes.
But me, I can’t cover what I am
Wherever the children go I’ll follow them.*

*Abandoned love..

11 April, 2010

Elma Kurdu

Film festivalinin izlediğim ilk fimi bu oldu:) Çok anlamlı değil mi. Ama bana uygun saate bir film sıkıştırmak istediğim için böyle oldu ne yapalım:) Film mükemmel bir elma olmaya çalışan Torben'in kurtlanması sonucunda ağaçtan atılması ve sonrasında kurttan kurtulmaya çalışırken başından geçenler anlatılıyordu. En ilginci filmin canlı olarak Türkçe seslendirilmesiydi. En öndeki 2 kişi simultane çevirdiler ve ara ara gecikseler de gayet başarılı olmalarıydı. İlk başladıgında biraz garip oldu ama sonrasında kulagım da alıştı. Kendilerini çıkışta tebrik etmek isterdim.


Film sonrasında bi türlü gidemediğim Feriköy ekolojik pazarına gittik. Ben uzun süre pazarın dibinde oturmama rağmen bi türlü gitmemiştim. İlk kez gittim. Sabah daha kalabalık oluyormuş ve daha çok çeşit oluyormuş ama yine de herşey gayet güzel görünüyordu. Ben organik zeytinyagı (tadına orada baktım gerçekten müthişti), toz halinde sebze çorbası (taze sebzeler kurutlarak yapılmış, tarhana gibi pişirilen, biraz tembel işi) ve de mis gibi kokusuna dayanamadıgım naneyi aldım. Yakın olsam ya da uzun süre elimde taşımayacak olsam, sebzeler, peynir, yogurt da çok güzel görünüyordu. Ayrıca benim baharatlarım Adanadan taze geliyor ama olmadıgı dönemde marketten almak yerine pazardakiler çok daha güzel görünüyordu..

2 haftadır Haliç'in üzerinde kürek çekiyorum. Hava güzelleşti diye günlük yürüyüşlerime başlamıştım uzun süre önce ama onların pek bir faydası olmadı her tarafım tutuldu, ama inanılmaz keyifli. Hele ki de akşamları olan antremanlarda manzara muhteşem. Bugun de sabahtan gitmiştim, blogumu boş bırakmayayım dedim gelince, ama bana müsaade kas gevşeticimi içip biraz dinleneceğim, Pazartesine yorgun başlamak istemiyorum:))

06 April, 2010

Nehir Günlüğü

En son bu kitabı okumaya başlamıştım geçen hafta ve 4 günde bitirdim. Su gibi akıyor gerçekten. Kitabın kahramanı Mia kanseri atlatmış ve boşanma sürecinde olan bir kadın. Kafasını toplamak için arkadaşının büyükannesine ait nehir kenarındaki evde kalıyor bir süre. Ve büyükanne Kate'e ait günlükleri buluyor, onun hayatına dair ayrıntıları öğrenmeye adıyor kendini.. Çok güzeldi, bana Rüzgarın Gölgesi'ni anımsattı biraz. O kitabı da çok sevmiştim:) havalar aydınlandı ben yine başladım yollarda kitaplara..

Trabzon'u sorarsanız, çok güzeldi herşey ama dönüşü çok zor oldu:) Tek iyi yan Şafak 39:)

02 April, 2010

Ben geçtiğimiz hafta

*Bol bol gezdim.
* Şu oyunu izledim.
* Kocamı özledim.
*Havaların güzelliğini fırsat bilip spor yapmaya kaldıgım yerden devam ettim..
* Kocamı özledim.
*Pişirdim.
*Onu özledim.
*Ne zamandır görmediğim arkadaşlarımı gördüm, çok güldüm.



* Yukarıdaki kitapları aldım, ilkini okumaya başladım.
*Onu çok çok özledim.
*İşte bu yüzden Trabzon'a gidiyorum :)






* Çok özledim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...