14 May, 2014

Böyle iş kazası olamaz #somafaciasi



Dün Manisa Soma'da kömür madeninde bir patlama oldu ve şu anda açıklana rakamla 205 kişi öldü, çıkan cesetlerin başında bekleyip yakınlarını teşhis etmeye çalışan, bir umutla hastanelerde akrabalarını arayan insanlar adına başımızda açıklama yap(amay)an siyasilerin hala bu ülkeyi yönetmesinden çok utanıyorum... Bu kadar büyük felaketler neden hep bizim ülkemizde oluyor, neden hiç önlem alınamıyor, neden insan hayatı bu kadar ucuz?

07 May, 2014

Kocan Kadar Konuş

Koza doğduktan sonra bana kalan azıcık zamanda tek devam edebildiğim yegane hobim kitap okumak. Bu nedenle de genelde uyumaya direnerek okudugum için akıcı kitapları tercih ediyorum, ara sıra da kişisel gelişim ya da annelikle alakalı birşeyler okuyabiliyorum. En son okudugum kitap da yeni çıkan ve çok satanlar arasında olan Kocan Kadar Konuş. Bu kitabı Ayşe Arman röportajı sayesinde duydum. (çok klişe olabilir ama Ayşe Arman ‘ı gerçekten seviyorum, yazdıklarına önem veriyorum, hatta kendisini Instagram dan sonra daha da sevmeye başladım)
Kitabın konusu ise 30 yaşına gelmiş, halen evlilikle alakası olmayan, bir yayınevinde çalışan Efsun kızı anlatıyor. Bu kızımız aile apartmanında, anneanne, teyzeler, kuzenler hep beraber yaşıyor ve hem büyükleri hem de kuzenleri evliliğe kafayı takmış durumda. 2 günde bitirdim ben (kısıtlı zamanda okumama rağmen ) Efsun un kendiyle olan konuşmalarına güldüm, ama illa alın okuyun der miyim, demem. Neyseki benim etrafımda Efsun un kuzenleri gibi kızlar yok, kafayı tamamen evliliğe takmış ve bu durumu adeta bir meslek edinmiş tipler, ama okuyunca da bu insanlar gerçekte de var ve komikler. Efsun bir gün lise aşkı Sinan ile karşılaşıyor ve sonrasında ailesinin de etkisinde kalarak kendisinden başka biriymiş gibi davranıyor. Bu yüzden de herşeyi mahvediyor. Ben internetten 15 TL ye almıştım, bence bu rakama çok daha güzel kitaplar alınabilir. Ama benim gibi kafa boşaltmak isterseniz ya da yazın deniz kenarında okumak için ideal denebilir, ama satın almayıp arkadaşınızdan ödünç alırsanız daha iyi bence, ya da söyleyin ben ödünç vereyim:)
Birkaç güne yeni kitap yazılarımla burada olacağım, özleyin beni..

11 April, 2014

Oluruna bırakmış anne

Anne olmak gerçekten zor zanaat, ben ne kadar yapım gereği rahat bir insan olsam da yine de kendimi sürekli bir şeyler için eksik buluyorum. Hamilelikten itibaren insan okumaya başlıyor web sitelerinden kitaplardan, buna göre de ay ay herşeyi uydurmaya çalışıyor kılıfına, o ay ne yazdı ise onu zorla uygulamaya çalışıyor, eğer olmazsa da kendinde ya da çocuğundan eksikler aramaya başlıyor, benim 2,5 senelik tecrübemden anladığım şudur ki her çocuk farklı ve eğer çocuk o yaptırmaya çalıştığınız şeyi almıyor ise siz ne yaparsanız yapın yaptıramıyorsunuz ve üzüldüğünüzle kalıyorsunuz ama aradan biraz zaman geçiyor çocuk kendiliğinden yapmaya başlıyor o şeyi. 


Misal, gece beslenmesi, uyutma sorunları, yürüme, konuşma, emzik bırakma, tuvalet eğitimi vs. Bunlardan bazılarını Koza gayet zamanında ve güzel yaptı, ama mesela emzik bıraktırma konusunda henüz başarılı olamadım. 11 gün bırakmıştı, sonra çok hasta olunca ve 1 gece sabaha kadar uyumayınca, babanne baba ve dede tarafından emzik tekrar verildi ve Koza da gerçekten sakinleşti. Demek ben erken denemişim dedim, şu anda halen uyurken emzik alıyor ama ben sürekli çok mu büyüdü artık bırakalım mı diyorum ama şu anda günlerce uykusuzluk gücünü kendimde göremiyorum. Tuvalet eğitimi de aynı şekilde, birkaç kez tuvalete oturmasına rağmen şu anda oturmayı kesinlikle reddediyor ben de artık çok zorlamıyor üzerine gitmiyorum, yazın bu konuyu bi şekilde çözeceğimizi umuyorum. Yazın kaç konuyu çözeceğiz bilmiyorum ama artık kendimi suçlamaktan da vazgeçmek istiyorum:) 

Bu arada bu yaz bir de kızımın kardeşi geliyor ki o da hayatımızda başlı başına bi devrim olacak. Ben daha şimdiden yetişemezken 2 çocukla nasıl başedeceğim göreceğiz:)

P.s. Blogger bu postu yazarken bile beni çıldırtıyor. Hem çok yavaş hem html olarak yazmak zorunda kalıyorum, resim eklemek vs zor geliyor. Takip ettiğim blog sayısını artıramıyorum, aktif olmayanları silmeyi de beceremedim zaten... Nitekim daha sık blog yazmak için ya bloggerın değişmesine ya da teknolojik olarak kendimi geliştirmeye ihtiyacım var:))

06 March, 2014

Dönüş


Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır misali ben de 1 sene civarında bir aradan sonra bloguma dönüş yaptım. Çünkü eski yazılarımı okuduğumda mutlu oluyorum, Çünkü blog sayesinde tanıştıgım arkadaşlarımı hatırladıkça burayı unutmanın vefasızlık olduğunu düşünüyorum, Çünkü hayat bazen çok üzerime geliyor, çok şükür sağlığımız yerinde diye teşekkür ediyorum tabi ama, hem çalışmak, hem annelik, hem ev işleri, hep işler güçler nedeniyle kendime zaman ayıramak beni çok yıpratıyor, Çünkü tüm bu yaptıklarım arasında hep bir şeyler eksik hissediyorum, ne kendimi istediğim kadar işime verebiliyorum, ne istediğim gibi iyi bir anne ve eş olabildiğimi düşünüyorum, ne de eski benden eser olduğunu, kendi zevklerime vakit ayıramıyorum, bazen sabahları asık suratla uyanıyorum ve tekrar modumu değiştirebilmek zor olabiliyor. Çünkü eski arkadaşlarıma yeterince vakit ayıramıyorum, kalan tek hobim kitap okumak, o da akşamları sızmadan önce birkaç sayfa.. Bu nedenle bloguma daha sık yazı yazmak için kendimi gaza getiriyorum ve daha sık buralarda olmak isiyorum. Hala orda mısınız sevgili okurlar? Yoksa herkes Instagramda, Twitterda mı :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...