İşyerinde sebebini bir türlü anlayamadıgımız problemlerden dolayı internet bir hayli yavaş, dolayısıyla günlerdir uzun süren çabalarla işimi yapabildiğimden, ne bloguma bakabiliyorum ne de gazetelere.
Pazar günü seçim var, gündemde her dakika değişen konular var, ama ben şu sıra ne televizyona bakmak, ne de gazeteleri okumak istiyorum. Sevdiğim birkaç yazarı okuyup geçiyorum.Pazar günü de oy vereceğiz, inşallah bi şeyler değişir:( Neyse..
Geçtiğimiz hafta Kral Dairesini izledik. Önce maskeli ve söz olmayan bir oyun oldugunu eşimden sakladıgımı itiraf etmeliyim, çünkü sıkılabileceğini düşünüyordum:) Ancak neyseki öyle olmadı, çok mutlu ayrıldık.(Ben her oyunu görmek isterim, sonucunda yorum yaparım, sevgilim ise genelde konusuna göre seçim yapar. Galiba hayatta da böyleyiz! Ben her koşulu değerlendirip karar veriyorum hep, o daha önyargılıdır.. ne alaka şimdi!!&%+) Herneyse, maskeler süperdi, yüz ifadelerini çok iyi yansıtıyordu, oyuncular iyiydi, konu iyiydi, söze pek gerek kalmadı:)
Lostun 5. sezonunu yuh artık diyerek izliyorum ama bir yandan da merak ediyorum, artık bi sonuca bağlansa da kurtulsak:)
Kuzenimin evine hırsız girmiş ve yüzyüze gelmişler, çok canım sıkıldı:(
Emre Yılmaz'ın şu kitabını okuyorum. Çok beğendim. En kısa zamanda diğerlerini de alıcam. Kitaptan bir cümleyle de bu karmaşık posta bi son vereyim:
Osmanlı, ''Keyif için bağdaşımızı bozmaya gerek yok,'' der ve nargilesine uzanır.
Batı ise ''Keyfi hak edebilmem için önce çok çalışmam gerekir,'' der ve nargileye hiçbir zaman vakti kalmaz..
sence birseyler degisti mi?
ReplyDeleteNe değişti biliyor musun Rahşan, benim bu halka olan inancım değişti.Her seferinde belki, bu sefer olur diye beklemekten vazgeçtim. Kimsenin akıllanmaya niyeti yok. Peki ya seçimden menun olmayan biz ne yapıcaz??
ReplyDelete