Genel olarak resim konusunda çok fazla bilgi sahibi bi insan degilimdir. Lisede iyi resim çizmek dışında bir deneyimim yok. Ama bazı resimlere bakınca kimin yaptıgını merak ederim. Lisede aylık yayınlanan bir dergide Salvador Dali'nin bir resmini gördüm ve öyle tanıştık onunla.. (yukarıdaki resim degil, istedigim resmi bulamadım).Ben bilmiyordum tabi onun kült hayatını ve bir çok güzel sanatlar ögrencisinin idolü oldugunu:P Sonra başka yerlerde de görmeye başladım akan saatleri. Hatta bir gün Adana'daki vazgeçilmez Pub'ımız Gümüş At 'ta bile karşılaştım. Geçenlerde de işte Radikal gazetesini okurken bir kitapla karşılaştım (Dali'nin Sihirli Dünyası), en kısa zamanda almalıyım dedim. İşte konusu:
'"Ben, büyük ressam Salvador Dali Domenech. Çoğunuz, beni tablolarımdan ve bıyığımdan hatırlayabilirsiniz. Peki küçük bir çocukken ne yaptığımı öğrenmek ister misiniz? O halde dikkatle okuyun."
Meğer, uzun kıvrık bıyıklı, deli bakışlı çılgın ressam olmadan önce, yani çocukluk yıllarında da öyle halim selim bir ufaklık değilmiş aslında. Yani Dali'nin Dali olacağı çocukluktan belliymiş. Sürekli yaramazlık yapan, hep kendisiyle ilgilenilmesini isteyen, çok ciddi bir adam olan babasının da pek söz geçiremediği bir çocukmuş. Ne okul umrundaymış ne başka bir şey, tek tutkusu tavanarasına kapanıp saatlerce resim yapmakmış. Nihayetinde babası oğlunun kendisi gibi bir noter olamayacağını anlayıp onu Madrid'deki güzel sanatlar okuluna yollamış. Salvador burada, Gabriel garcia Lorca, Louis Bunuel gibi ileride her biri büyük sanatçılar olacak arkadaşlar edinmiş, okuldaki ortamdan çok memnunmuş ama hocalarına karşı isyankâr tavırları yüzünden okuldan atılmış. Okula devam etmese de resim yapmayı sürdürmüş Dali. Yazıları, resimleri, desenleri derken genç yaşta Madrid'de dikkat çekmeyi ve ün kazanmayı bilmiş. Aslında onun yaşamı hep bu dikkat çekmek ve ün kazanmak tutkusu üzerine kurulmuş. Daha gençlik yıllarında hiçbir şey yapmasa kulağının arkasını boyayan, daha da yaşlandıkça toplantılara dalgıç kıyafetiyle, ekmekten bir şapkayla ya da bir file binmiş halde ya da arabasını brüksel lahanası doldurup giden ve her defasında küçük bir skandal yaratmayı bilen bir çılgın olarak kalmış Dali. yirmi beş yaşında aşık olduğu Gala'dan hiç ayrılmamış, pek çok tablosunda onun resimlerine yer vermiş, Gala ve Dali bir ikili olarak tanınmışlar hep yaşamları boyu. Salvador Dali'nin gerçeküstü resimleri de yaşamı gibi çılgın tabii. Camamber peynirinin erimesinden esinlenerek yarattığı akan formlar, eriyen saatler onun gerçeküstü resimlerinin biricik ve görülmemiş kendine özgü figürleri olmuş. Dali, kitapta bunların hepsini birer birer anlatıyor bize. Önemli resimlerini de tek tek, ayrıntılarına dikkat çekerek tanıtıyor. En meşhur resimlerinden biri olan, 1944 tarihli 'Gördüğü Rüyadan, Bir Arının Nar Etrafında Uçuşu, Nedeniyle Uyanmadan Bir Saniye Öncesi'ni New York yıllarında nasıl yaptığını anlatıyor. Sonra da resmin detaylarına dikkat çekip rüyayı gören kızın Gala olduğunu, ağzından kaplan fışkıran balığın arıyı, tüfeğin arının iğnesini simgelediğini, örümcek ayaklı filin daha sonra pek çok heykelini de yaptığı, çok sevdiği bir figür olduğunu anlatıyor. Sayfaların sonlarına eklenen küçük notlar var, 'Merak ettikleriniz' diye. Orada da Dali'nin çocukken babasıyla topladıkları deniz kestanelerine takıntılı bir merakı olduğu, hayatına Gala girmeden önceki ilk yıllarında en çok resmini yaptığı kişilerden birinin kız kardeşi El Beti olduğunu öğreniyoruz. Eğitsel faliyetler bölümünde oyun hamuruyla Dali figürleri yapmak, sandalyeleri dönüştürmek, Dali gibi tuhaf ekmekler yapmak için tuhaf fikirler var ki, gönlünde bir Dali olma sevdası uyananlar için tatminkar oyunlar bunlar... "buradan" okuyabilirsiniz. (*)
* Teşekkürler Esin ve Deniz:) önce aynı sayfada bir açiim sonradan ikinci aşamaya geçerek Deniz'in tarifini uygulayacagım..
** Fikret Mualla'yı da merak etmekteyim:)
Rica ederim. Ilginc bir kitaba benziyor gercekten. Ben de resimden fazla anlamam ama "Sanatin Oykusu" diye bir kitap var. Bazi universitelerde guzel sanatlar dersinde kullaniyorlar. O kitap da cok guzel, bir resme bakica goremedigin ayrintilari anlatiyor.
ReplyDeleteGumus At'in sanata bakis acisi beni her zaman donemsel imgelerle kendimden gecirmistir...
ReplyDeleteevet 18 yaşının altındakileri almayan bir sanat merkezi..
ReplyDeleteNS
ReplyDeleteThis comment has been removed by a blog administrator.
ReplyDeleteEsin, evet ben de görmüştüm o kitabı. Kapagı cok güzel ama bilmiyorum çok derin mi anlatıyor, çünkü ben öyle sıkılıp zorla ögrenmek degil de daha eglenceli bişe olsun istiyorum:)) Teşekkürler önerin için:P
ReplyDeleteBedbird, hı hı:)) Özledim o günleri>:P
NS, merhaba, gumus attan mı bahsettin??